• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

Devletin faili meçhullere kayıtsız kalmasını anladık da, faili belli olanlara neden kayıtsız kalıyor anlayabilmiş değilim.

Devletin istihbarat kurumunun başındaki adam, isim ve adres veriyor, maktulü ve katilleri söylüyor ama yetkililerden tık yok?

Neden acaba?

Yıllarca Hizbullah`ı faili meçhul cinayetlerle ananlar, hiç bir zaman Hizbullah`ın faili meçhul cinayetlere kurban giden fertlerinden bahsetmediler.

Kaçırılan Hizbullah mensuplarından ve sempatizanlarından, öldürülen, günlerce işkence görenlerini hiç görmediler.

Nasıl olsa Hizbullah`ın dili yoktu ve kendini de savunamıyordu. Zaten savunsaydı da kimse dinlemezdi.

Çünkü bir kere suçlu ilan edilmişti. Kimse konuşmasını, konuşup yalanlarının ortaya çıkmasını da istemiyordu.

Hizbullah kendisine bulaşan kirden kendini temizlemekle meşgulken, düşmanları ne kadar kirli iş varsa hepsini onların üzerine döktüler.

Peygamberin, Ebu Cehil`in attığı pisliğin altından kalma misali gibi Hizbullah da bu pisliğin altında kaldı. Hala da atılan bu pisliği temizleyemiyor.

Fakat tarih şahittir ki, temiz olanlara ne kadar pislik atsan da bu pislik bulaşmaz.

Allah`u Teala (cc) haklı olanları koruduğu gibi, temiz olanları da korur.

Özellikle 90`lı yıllardan itibaren Hizbullah Cemaatini sevmeyenler ve cemaate düşmanlık edenler cemaate yönelik birçok iftira attı, kirli oyunlar oynadı. Bu iftira ve oyunlar bugün yavaş yavaş çıkmaya başladı.

Hizbullah sıradan bir örgüt ve oluşum gibi değildi. Tüm yaptıklarını şeriata göre yapmış ve bunları da zaptu rapt (kayd) altına almıştı.

Allah`tan korkanlar Allah`a verecekleri hesap için Kur`an ve sünnetten kendilerine delil bulmak zorundadırlar. Bunun için yaptıkları tüm icraatları şu`ra kararı ile yaparlar.

Dolayısıyla Hizbullah da yaptığı tüm uygulamalarını açık açık yazarak bir arşivde topluyordu.

Bir örgütün, ortaya çıkma olasılığının çok yüksek olmasına rağmen yaptığı tüm işleri kayıt altına alması belki saçma gelebilir.

Ancak yaptığın işlerin haklılığına inanıyorsan ve kendine güveniyorsan bunu korkmadan yaparsın.

İşte Hizbullah da bunu yapmış.

Var mı dünyada bunun kadar kendine güvenen. Yaptığı işlerden emin olan. Ancak, Allah korkusu olanlar bunu yapabilir.

İşte Hizbullah`ın tuttuğu bu arşiv Beykoz operasyonda devletin eline geçiyor. Tam da insanın aklına gelen devletin bu arşivi açıklayacağı, Hizbullah`ın suçlarını tek tek halka ve kamuoyuna açıklayacağı iken birde bakıyorsun ki devlet, arşivi ortadan kaybetmiş.

Mahkemelere gönderilmiyor, dosyalara konulmuyor, bilirkişilere incelettirilmiyor.

Acaba ne var ki bu arşivde, bu kadar saklanılıyor?

Eğer bahsedildiği gibi Hizbullah`ın suçları varsa açıklayın da biz de öğrenelim. Ama anladığımız kadarıyla Hizbullah`ın değil de devletin ve bazı karanlık yapıların suçları var o belgelerde.

Devlet önce onu sakladı şimdi de paralel yapının onu sakladığı söyleniyor. Çünkü ikisi de suç ortakları. Çünkü Hizbullah cemaati onları suçüstü yakalamış. Hepsi o belgelerde varmış.

Bakın istihbarat daire başkanı açıklamış; Batman`da devlet ve paralele yapı ortak operasyonu ile kaçırılan Hizbullah sempatizanlarının kimin kaçırdığını, ne yapıldığını ve hatta kimin bile yapıldığını söylüyor.

Şimdi devlete düşen bunu peşin takılıp soruşturma açmak değil mi?

Ama kılını bile kıpırdatmıyor!

Yahu kardeşim bu iddialarda bulunan adam devletin istihbarat biriminin başındaki adam. Bu adam yalan mı söylüyor?

Eğer öyle ise onu da ortaya çıkarın! Ama hayır mesele o değil, mesele devletin de Hizbullah`a yaptığı ve attığı pisliklerin ortaya çıkmasıdır. Onun için böyle sağır numarası yapıyor. Bu saatten sonra hangi numaraları da yapsanız yemezler. Çünkü, yaptıklarınızı sağır sultanlar bile duydu.

Bir an önce failleri ortaya çıkarıp hesap sormanızı bekliyoruz!