• DOLAR 32.373
  • EURO 35.012
  • ALTIN 2325.488
  • ...

“Başlığı; Bediüzzaman`a göre çözüm” şeklinde de okuyabiliriz.

Bediüzzaman “Çözüm İslam`da” diyerek işin içinden çıkmamıştır.

Sorunları önce teşhis etmiş ardından da tedavi yollarını göstermiştir.

Bediüzzaman`ın Kürt meselesi de dahil olmak üzere, bir asır önceden baş gösteren ve günümüzde kronik hale gelen temel sorunlara çözüm önerilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1-Anadilde eğitim:

Bediüzzaman`a göre anadilde yapılan eğitim, taşın üzerine kazınan ve silinmesi çok zor olan yazı gibidir. Hem kalıcı hem de sağlam. Bu münesebetle Molla Said, Kürtçe`nin elifbasını yani gramerini yazan Mutkili Halil Efendi`yi bu çabasından dolayı takdir etmiş ve Kürt dili üzerine yapılacak çabaları da desteklemiştir.

2-İttihad-ı İslam ve Cemahir-i Müttefika-i İslamiye:

İttihad birleşmektir. İttifak ise beraber hareket etmektir.

İttihad, homojen yapı veya cemaatlerin kendi içindeki fikir birlikteliği, ruh birlikteliğidir.

İttifaksa heterojen, birbirinden farklı özellik veya karakterdeki yapı, cemaat, cemiyet, meslek, meşrep, mezhep veya devletlerin bir üst çatı altında beraber hareket etmeleridir.

Bunun için birinin diğerine iltihak etmesi gerekmediği gibi, birinin diğerlerini veya diğerlerinin birini kendisine benzetmesine de gerek yoktur.

Cemahir-i Müttefika-i İslamiye, mikro düzeyden makro düzeye muazzam bir çözüm projesidir.

Ümmet anlayışını, kavimleri ya da dilleri tek bir potada eritme şeklinde değerlendiren lehteki veya aleyhteki mülahazaları geçersiz kılan İslami bir anlayıştır.

“Ulus-devlet” anlayışının dünyayı kasıp kavurduğu bir zamanda bu tarz bir çözüm önerisinin Molla Said-i Kürdi tarafından dile getirilmiş olması devrim niteliğindedir.

Ümmet birlikteliği içindeki beraberlikte Kürd`ün Kürt gibi, Arap`ın Arap gibi, Türk`ün Türk gibi vs. hareket etmesinin önünde hiçbir engel yoktur.

Ümmeti bütün unsurlarıyla kokusuz, renksiz veya tatsız olarak tasavvur etmek ne İslami`dir ne de insani

3-Medresetü`z-Zehra Projesi

Bu, tam anlamıyla bir darü`l fünun yani yükseköğretim projesidir. Proje, bir taraftan çok dilli ve çok kültürlü bir eğitim sistemini esas alırken, diğer taraftan yozlaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış medrese ve tekkelerin tecdid ve ihyasını esas alır.

Arapça, Kürtçe ve Türkçe ile eğitim görmeyi hedefleyen bu sistem hayata geçmiş olsaydı ne bugünkü anlamda bir Kürt meselesi olurdu ne de yükseköğretime geçiş sınavında sıfır çeken binlerce Kemalist ideoloji kurbanları.

Dini ilimlerle pozitif bilimleri aynı potada eriterek hakikati ortaya çıkarmayı amaç edinen bu projenin hayata geç(iril)memesi, bu ümmetin bırakın iki gününü, iki asrının birbirine denk olması gibi bir felaketi veya hüsranı netice vermiştir.

1900`lü yılların başında çıkan gazetelere bakma imkanı olsaydı, bugün tartıştığımız bütün hususların o dönemde de benzer şekillerde gündemde olduğu kesin olarak görülecekti.

Bu proje, Kürt meselesini nihai ve kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturacak bir model ve bir manifestodur. Kürtçe anadilde eğitim, medreselerin(eğitim kurumlarının) ıslahı ve hak ettikleri statüye kavuşturulması, din-bilim bütünlüğü, çok dilli ve çok kültürlü bir eğitim anlayışının ortaya konması gibi hususlar, günümüzün çağdaş formları içinde yine ve yeni bir şekilde ele alınmalı ve hayata geçirilmeye çalışılmalıdır.

Aksi taktirde bir yüz yıl daha aynı nakaratları tekrar etmek zorunda kalacağız.

4-Ey Gelé Kurdan (Ey Kürt halkı):

Bu, Bediüzzaman Molla Said`in direkt olarak Kürtlere yönelik tavsiyelerini içeren bir makalesidir. Belki apayrı bir yazının konusu olacak genişliktedir ama kısaca şöyle özetlemek mümkündür:

Buna göre Üstad; Kürtlere İslamiyet, insaniyet ve milliyet cevherlerini korumalarını; cehalet, fakirlik ve ihtilaf düşmanlarına karşı savaşmalarını; bu ikisini gerçekleştirebilmek için elmas kıymetindeki sanat, eğitim ve ittifak silahlarını kuşanmaları gerektiğini ifade eder.

Özellikle Kürtler`in kendi içlerinde bir ittifak, iç barış temin etmedikleri müddetçe, egemen güçlerin zulüm ve fesatlarına davetiye çıkaracaklarını çok net olarak ifade eder.

Bu vesile ile vefatının sene-i devriyesinde Bediüzzaman hazretlerini rahmetle yad eder, bir müceddid olarak önerdiği ve mevcut sorunlara kesin çözüm olabilecek nitelikteki fikirlerini hayata geçirebilmeyi bizlere nasip etmesini Cenab- Hak`tan niyaz ederim.