• DOLAR 32.371
  • EURO 35.039
  • ALTIN 2325.83
  • ...

Güçlünün bir haklılığa, bir yasaya veya bir kurala ihtiyacı yoktur. Gücü olan, gücü namlunun ucunda gören kendisine gerekli tüm kuralları koyabilmektedir. İnsanlığı esir alan Faşist ideolojilerin mümesilleri, kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyenleri her zaman ötekileştirmiştir.

30 yıldır stalinist tornalardan geçen ve gücünü dışarıya kiralayıp dış güçlerin eliyle kurulduğu günden beri Müslüman Kürtleri hunharca katleden şer şebekesi barbarlık ve ilkel cahiliye adetleriyle Müslüman Kürt halkı üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor ve bunu özgürleşme aracı olarak halka sunuyor. Kemalizm`in cumhuriyeti doğuran yöntemleri ile Apoizm bir ideal olarak kendine alan açma ve hayallerini gerçekleştirme peşindedir. Daha önce laik ve Kemalist sistemlerle özünden koparılmak istenen Müslüman Kürtler şimdi de şimdi de hem özünden hem dininden koparılmaya çalışılıyor.

Modern haçlı ittifakı Selahaddin`in torunları ile yarım kalmış hesaplarını tamamlamak için bizden devşirdikleri sözde ulusalcıları Müslüman Kürt halkına saldırtıyorlar. Kürt ulusalcıları halkı kendi putlarının nöbetçisi yapmak için Kürtlüğü tabi manasından kopartıp, batılıların altın tepsisinde Müslüman halka sunuyorlar.
AB ve ABD Kürtlere "dinini bırak kimliğini al" demekle Kürtlere çoban olarak dayatılan PKK eliyle Kürtleri İslam`dan soyutlayıp batıya yem yapmak istiyorlar… Fakat unutmamak gerekir ki Tarih boyunca Müslüman Kürtlerin uygarlık havzasında, dinsizlik ve barbarlık girişimlerinin hiç biri Kürdistan`da zemin bulmamıştır. İster batıdan ister doğudan gelsin Kürdistan coğrafyasında İslam dışındaki din, ideoloji, ırkçı ve mezhepçi fitnelerin hiçbiri Müslüman Kürtler arasında başarılı olmamıştır. Bundan dolayı "İZM"leri, beşeri ideolojileri savunan, amaçlayan ve bu uğurda mücadele eden bütün siyasetler, tarihin çöplüğüne yatırım yapmaktadır.

Tarih tekerrürden ibarettir derler ancak tarihin bir de tefekkür yönü vardır. Kürdistan`da gücü namlunun ucunda gören, mazlum ve Müslüman kanı dökme siciline sahip olan ve kan denizinde yüzmeyi öğrenen şer şebekesi tarihe bakıp biraz geçmişi tefekkür ederse Kürt halkı geçmişte Kemalist cuntanın hesaplarını nasıl boşa çıkardıysa Kemalizm`in Kürt versiyonu Apoizm`in hesaplarını da boşa çıkaracaktır.
Evet, seksen kusur yıldır mazlum Kürt halkı Kemalizm`in zulmüne maruz kaldı. Son 30 yılda da Apoizm`in zulmüyle katmerli bir zulme daha maruz kaldı.
Müslüman Kürt halkına zorla dayatılmak istenen Kemalizm ve Apoizm İçinde boğulmak istendiğimiz denizin iki farklı dip akıntısıdır. İkisinin dil dışında birbirinden farkı yoktur. Tek bir farkları vardır. Birisi Türkçe konuşuyor diğeri ise Kürtçe.

Firavun gördüğü bir rüya üzerine 70 veya 90 bin erkek çocuğu katlettiği rivayet edilir. Kemalizm yıllarca on binlerce kürdü katletti, Kürdistan`ın firavunu da rüyası için 30 yıldır 50 bin insan katletti. Ki bunun hemen hemen yarısı Kürtlerdi. Kürtler geçmişte Kemalizm`in milliyetçilik belasında boğulmak istendi bugünde PKK ve uzantılarının nöbetini tutuğu milliyetçilik belasında boğulmak isteniyor. Dün Kemalizm olarak putlaşan ideoloji bugün Apozim ismiyle Müslüman halkaların önüne çıktı. Demode olan bir modanın yerine yeni bir moda Müslüman halka vahşiyane yöntemlerle dayatılmak isteniyor. Milliyetçilik belası Ortadoğu`da hızla çökerken Kürdistan`da ulus kibriyle stanalist bir felsefe için mazlum ve Müslüman Kürt halkına dram üstüne dram yaşatılıyor.

6-8 Ekim tarihlerinde Müslüman Kürt halkı arasında başta Selahattin Demirtaş ve HDPKK yöneticileri ektiği düşmanlık tohumları neticesinde Kürt halkını birbirini öldürtme sürecini başlattı. Aslında Stanilifst Kürt ideolojisi gavur bir ucube kimlikle 6-8 ekim de bölgedeki Müslümanları tasfiye edip bütün Kürtleri korkuyla dizayn etmek istemişti. Her ne kadar Müslümanlar bu vahşete sabırla katlandılarsa da geleceğe yönelik inatçı bir imanla zulme direnecekleri şüphesizdir.

HDPKK Kobani üzerinden bir tarafta din düşmanlığını körüklerken, diğer yandan faşizan bir anlayışla kendinden olmayan kendisi gibi düşünmeyen diğer örgütlü yapıları tasfiye etmek için yalan yanlış propagandalarla her türlü sözlü ve fiili şiddet eylemleri reva görüldü.

Mazlum Müslüman Kürt halkını nişan alanlar, marksist felsefeyi kürtçülük diye sunanların çöküşlerinin başlangıç süreci başlamıştır. Gücünü halka baskı ve terörle yansıtarak, kendi kirli ilişkilerini ve eksikliğinin faturasını ve acısını halka ödettirmek için Kibir, tuğyan, şımarıklıkla Rablik taslayanlar, firavunlaşanlar, Kendilerince İnsanları ezebilir, öldürebilirler ama onları asla teslim alıp mutlak gücü olamazlar.

PKK ve uzantıları siyasetin sarhoşluğu içinde pusulasız ve yönsüz bir gemi misali, okyanusun ortasında şaşkın dümencilerin küresel korsanları öncülüğünde yol almaktadır. Oysa bir yapı parti örgüt veya birey eğer yolunu ve yönünü bilmiyorsa kendi halkının kaderini de asla çizemez.

ideolojik olarak PKK ve uzantıları bitmiş bir felsefi planla bugün bir çatışma-muhalefet ve intikam duygusundan başka bir malzemesi kalmamıştır. Görünen o ki PKK ve uzantıları tarihten hiç ders almamıştır. Tarihten aldığı tek ders tarihten ders almayışlarıdır.
PKK ve uzantıları kurulduğu günden bu yana Kürtlere saldırıyorlar. Evet, bize molotof atıp yolumuzu yönümüzü şaşırmamızı arzuluyorlar bizden devşirdikleri zalim kullarından yaratıkları saldırtıyorlardı üzerimize. Çünkü biz bu bölgenin ihyası onlar ise imhası için çalışıyorlardı. Onlar neye niçin saldırdıklarını çok iyi biliyorlar ama hala bazı zavallılar, “Bu bir provakasyondur” diyorlar. Onların Amacı korku dolu kabus senaryolarını üretip halkı Müslümanlardan soğutmak, Kürt gençlerini çalıp birer Batılı misyoner gibi ana babalarına ve öz değerlerine düşman yapmaktır. Ama PKK ve uzantılarının yetiştirdiği bu gençlik başına bela olacak. Çünkü Cehennem tohumu ekip cennet mahsulü beklemek kendi kendini aldatmaktır.

Dost düşman herkes bilsin ki Kürdistan`daki İslami camia şarkın sevgili sultanı Selahaddin`den yarım kalmış tarihsel seferin devamı için kararlı ve cesur adımlarla kutlu yoluna devam edecektir. Tarihin Selahaddin`i yönü coğrafyamıza bakmıştır.

Hiçbir şiddet eylemi, şantaj ve tehdit Müslümanların İslami çalışmalarının akışını değiştiremez, bu akışı durdurur ya da yavaşlatır gibi göründüğü noktada hizmetler hızlanır. Çünkü İslam, Müslüman Kürt halkının varlık ve bekasının hem özü hem de sigortasıdır. Kürtler tarihte, bu misyonla şeref ve asalet sahibi olmuşlar.

Müslüman Kürt halkı eskinin eskimeyen kadim değerleriyle, tarihin ve coğrafyanın doğal yürüyüşüne başlamışlardır Irkçı emeler düşmanlıklar, tarihin çöplüğüne gömülecektir. Müslüman Kürt halkı sadece laik alışkanlıkları değil, Batılı tüm paradigmaları ve batılı ideoloji biçimlerini birlikte çöpe atacaktır.

Kürdistan`daki mücadele bir şahsın bir şahısla, bir partinin bir partiyle, bir örgütün bir cemaatle mücadelesi değildir. Bilâkis bu hak ile batıl çatışmasıdır. Çağdaş Ebu Cehil ve Muhammedilerin mücadelesidir. İnanıyoruz Müslüman Kürt halkı bu mücadelede safını doğru seçip sefere çıkacaktır.

Bu mücadele de Bütün ezberler bozulacak, bütün alışkanlıklar değişecek ve bütün oyun kuralları yeniden yazılacaktır. Çetelerin kirli, kanlı, alçak saldırganlığı karşısında dik duran, boyun eğmeyen, tereddüt geçirmeyen İslami camia Kürt halkının lokomotifidir.


Yaşadığı bütün acılara ve baskılara rağmen İslami camia kendine ait hafızayı ve değerleri muhafaza edip yarının inşası için çalışıyor. Bu ülkede "İslami uyanış"ın köklerini araştırdığımızda, geçmişte Kemalist cuntanın hesaplarını boşa çıkaran Kürdistanlı ulema ve medreseler bugünde Apoizm`in planlarını boşa çıkaracağından hiç şüpheniz olmasın.
"BİJİ SEROK OBAMA"sloganını varlık ve bekamızın sigortası gibi sunan sahtekâr ve ikiyüzlülerin amacı Kürtleri İslam`dan soyutlayıp batıya yem yapmaktır. İslam düşman olan bu milliyetçi, faşist, şovenist ve çetelere bu toprakların ekmeği ve suyu dahi haramdır.

Mazlum Müslüman Kürt halkını nişan alanlar, marksist felsefeyi kürtçülük diye halka sunanlar çöküşlerinin başlangıç süreci başlamıştır. Çünkü tarihin Selahaddin`i yüzü Kürdistan topraklarına dönmüştür. Büyük bir huruç harekatı, bir yeniden diriliş ve bambaşka bir doğuşun eşiğindeyiz.

"Davamız güneşin ışığından Daha nurlu sabahın beyazlığından Daha açık, gündüzün aydınlığından Daha parlaktır!..'' (Hasan El-Benna)

Kürdistan`daki İslami camia erlerinin tek bir korkusu vardır; O da

CiHADSIZ BİR HAYAT VE ŞEHADETSİZ BİR ÖLÜMDÜR!!!

Şehid kanının bir katresi binlerce katreciklere bölünüp insanlara kan olur can olur. ŞEHADET donuk kanlı toplumların bedenlerine zerkedilen kan gibidir.
Zalimlerin sonunun geldiğini müjdeleyecek FECİR YAKINDIR.

Yazarın Diğer Yazıları