• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

Birçok etkenden dolayı kur zirveye çıktı. Kuru zirveye taşıyan çeşitli sebeplerden biri, Amerikan Merkez Bankası`nın (FED) Eylül`de faiz artışına gideceği beklentisinin güçlenmesi Türk Lirası`na değer kaybettirdi. Ağustosta toplantısı olmayan ancak Temmuz toplantı tutanakları açıklanan FED üyelerinin çoğunluğunun faiz artışı için ekonomik şartların tam olarak oluşmadığını ancak bu noktaya yaklaşmakta olduğunu bildirmesi Eylül`de artış ihtimalini arttırdı. Bu da piyasalara ve dolayısıyla kura olumsuz yansıdı.

Kuru zirveye taşıyan çeşitli sebeplerden birisi de, Çin öncülüğünde yaşanabilecek küresel yavaşlamadır. Çin borsasında büyük kayıplar ortaya çıktı. Çin borsasının yabancılara açık olmamasına rağmen bu olumsuz gelişme, Çin ekonomisinde risklerin ortaya çıktığı görünümü verdi.

Çin`in devalüasyon kararı sonrası dünya borsalarındaki erime 5 trilyon doları aştı.  Türkiye ekonomisi de bundan endeks ve lira olarak olumsuz etkilendi/etkilenecek.

Türkiye Çin`le 3 milyar dolarlık ihracat, 25 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Çin`in ucuza mal satması, sevinilmesi gereken bir durum iken, Çin`in pazara ucuz mal satması ihracatı olumsuz etkileyecektir. Pazar daralması ve fiyat gerilemesi ihracatı güçleştirecektir. Gelişmiş ülkelerin Çin`den yayılan deflasyonist baskı altında kalması, para politikalarında normalleşmeyi geciktirecek, Türkiye`de döviz girişlerini aksatacaktır.

Çin Borsası`nın yüzde 15 değer kaybetmesiyle,  Çin Merkez Bankası zorunlu karşılıklarda ve politika faizinde indirime gitti. Kararın açıklanmasıyla küresel piyasalarda sert satışların yerini alımlar aldı. Çin`in adımı “parasal genişleme” bir nebze işe yaradı ve finansal piyasalardaki şiddeti azalttı. Ancak bu tamamen sorunu çözmeye yetmeyecektir.

Çin ekonomisinin yavaşlayacak olması, birçok emtiayı ve emtia ihraç eden ülkeyi olumsuz etkiliyor ve etkileyecek; Türkiye bundan doğrudan olmasa da dolaylı olarak etkilenecektir. Türkiye`de güçlü bir hükümet olsaydı bu etkinin dozajını azaltmak için kimi yöntemler geliştirebilirdi. Ancak önümüzdeki iki ay Türkiye`yi geçici hükümet yönetecek. Geçici hükümet için girişimler olsa da henüz kurulamadı. Zaten adı üzerinde seçim hükümeti, icraat hükümeti değil. Bir Kasım`dan sonrası da belirsizliğini koruyor. Tek başına iktidar hükümeti mi, koalisyon mu belli değil. İşte bu da kuru zirveye taşıyan ve ekonomiye olumsuz etki eden sebeplerden bir diğeridir.

Kurdaki şu anda seyreden geçici durağanlığa rağmen doların ve altın fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini düşünüyorum. Bu yükseliş bir Kasım`a kadar devam edecek ve bir Kasım`da çıkacak sonuca göre yükseliş veya inişin seyri belli olacak.

Kurun zirvesiyle enflasyon artışı kaçınılmazdır. Beyaz eşyadan, elektronik eşyaya, inşaat malzemesinden gıdaya fiyatlarda yükselme yaşanacaktır. Özel sektör yatırımları yavaşlayacak, ekonomide beklenen yüzde 3`lük büyümenin gerçekleşmesi zorlaşacaktır. İşsizlikte mevcut oranı korumak için bile en az yüzde 5 büyüme gerekirken bu rakamlarla işsiz sayısı da katlanacaktır.

Siyasi belirsizliğin üzerine özellikle Doğu ve Güneydoğu`da çatışmanın devam etmesi, ülke ekonomisine zarar veren diğer etkenlerden biri olsa da özellikle bölge ekonomisine zarar veriyor. Ülke geneli Çin ve siyasi belirsizliğin beraberinde getirdiği kurdaki ve altın fiyatlarındaki yükselişin etkisi; esnaf, yatırımcı ve tüketiciyi vururken, bölge halkını tüm bu etkenlerle beraber güvenlik sıkıntısı, saldırı ve olay gerginliği de vuruyor. Anlayacağınız ülke bir kere vurulurken bölge halkı iki belki de üç kez vuruluyor.

Doğu ve Güneydoğu`da kimi ilçelerdeki kazılan hendekler, bu hendeklere bombaların yerleştirilmesi, sokakların kilim ve battaniyelerle üstten kapatılarak hendeklerin arkasında uzun namlulu silahlarla şehrin ortasının bir çatışma ortamına dönüştürülmesi, halkı ve özellikle esnafı perişan etti. Bu olaylara tepki olarak da kimi il ve ilçelerde kepenk kapattırıldı. Esnaf kepenk kapatma ile binlerce lira zarara uğratıldı.

Şehrin sokaklarını çatışma alanına dönüştürmek herkesten çok halka zarar verir. Kimi esnafın işyerleri kül oldu. Mahalle esnaf ve sakini çareyi kaçmakta buldu.

Çare tek başına güçlü bir hükümet ve Doğu ve Güneydoğudaki çatışma ortamına son vermektir.