Fırat Kalkanı, ABD/PYD ya da ÇAKMA İSRAİL

Coğrafyamız kan ağlayadururken küresel şer güçler hâlâ oyun içinde oyunlar oynamanın, bitmesi gereken savaş ve çatışmaların daha nasıl uzatılabilirin planlarını yapmanın derdinde. Suriye`de 5 yıldır süren ve yaklaşık 500 bin insanın hayatına mal olan savaşın acısı sönmez bir kor ateşe dönüşürken Amerika ülkede Pyd`ye bir devlet sunma ve bu devleti nasıl genişletirim hesapları içerisine girmiş bulunuyor.

Ekleme: 09.09.2016 10:43:00 / Güncelleme: 09.09.2016 10:43:00 / Analiz
Destek için 

Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı`yla Suriye`de ilerleyişini sürdürüyor. Cerablus sonrası IŞİD`in elindeki köyler bir bir ÖSO`nun denetimine geçiyor. Şimdi operasyonun yönü El Bab`a çevrili… YPG`nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri de El Bab`ı almak için çabalıyor. PYD`nin maksadı Menbic`ten sonra el Bab`ı da alarak batıdaki Afrin`le birleştirmek. Türkiye ise El Bab operasyonuyla hem IŞİD hem de PYD koridorunu engellemek istiyor. Bunun için Ankara ve Suriye`de sahadaki ÖSO birlikleri, El Bab`ı IŞİD`den almanın yanı sıra Menbic ve Tel Rıfat arasını ele geçirip batıdaki Afrin`e doğru olası güneyden oluşturulmak istenen PYD koridorunu önlemek istiyor.

TÜRKİYE`NİN ATEŞKES ÇABALARI VE GÜVENLİ BÖLGE

Türkiye en nihayetinde Halep`e kadar olan alanın güvenli bir bölgeye kavuşması için çabalıyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi için bulunduğu Çin`deyken yaptığı açıklamada, IŞİD`den temizlenen alanda uçuşa yasak bölge için Moskova ve Washington`a çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, Erdoğan`ın Çin`den ayrılırken Obama ve Putin ile Halep meselesini tekrar konuştuğunu söyledi. “Umudumuz bayramdan önce ateşkesin olması yönünde” diye de ekledi.

Bunun anlamı şu; o bölgelerde yaşayan Suriyeli halkın başlarına yağdırılan bombaların durması, evlerinde güvenle oturmaları. Ve dahası gerek çatışmaların yoğun yaşandığı bölgeler olsun ya da Türkiye ve çevre ülkelerde bulunan Suriyelilerin bu güvenli bölgelere yerleştirilmelerini sağlamaya yönelik bir strateji hayata geçirilmeye çalışılıyor.

TÜRKİYE`NİN MANEVRASI AMERİKA`NIN OPERASYONEL GÜCÜNE BALYOZ ETKİSİ

Türkiye`nin Suriye`de kendi menfaatine yönelik ani bir manevra alanı açmasıyla birlikte Amerika bölge dengelerini değiştirmek için uyguladığı sinsi politikalar üzerinde değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Türkiye`den böyle bir hamle beklemediği gibi 15 Temmuz darbesinin başarısız olması da Amerika`nın operasyonel gücüne balyoz etkisi oluşturdu. Amerikan iç siyasetinde darbe itirafları, ABD Başkan Yardımcısı Biden`in geç kalmış Türkiye ziyareti, Obama`nın Türkiye için gecikmiş ‘sizi anlıyoruz` mesajı, Türkiye`nin batıya karşı elinin güçlendiğinin göstergesidir. Yanı sıra Amerika`nın Suriye`de etkin olmak istediği alan üzerinde müttefiki Türkiye`nin batının çıkarlarına ters operasyon yapması Rusya`nın da İran`ın da hesabına geliyor. Batıyı devre dışı bırakma planlı üç ülkenin de revize ettiği Suriye politikasında anlaşmaya gidildiği gözlenirken yine de hangi ülkenin anlaşmaya ne kadar riayet edeceğini zaman gösterecek.

İNGİLİZLER İSRAİL`İ KURDU AMERİKALI SİYONİSTLER PYD ELİYLE 2. İSRAİL`İ KURUYOR

Amerika`nın PYD`ye verdiği desteği ise şöyle bir örnekle somutlaştırılabiliriz… Nazi Almanya`sında katliamlara uğrayan Yahudilerden sonra İngilizler 1948`de nasıl ki siyonist Yahudilere israili kurdurttuysa, Amerika da bugün Ortadoğu coğrafyasında dört ülkede dört parça olan ve hep katliamlara maruz kalmışlar olarak tarihe geçen mazlum Müslüman Kürt halkı içerisinden Marksist, ateist zihniyete sahip siyonist karakterli Pkk/Pyd`ye bölgede devlet kurdurtmaya çalışıyor.

Ancak şu gerçek unutulmamalıdır ki, Amerika şuan süper güç olabilir belki ama Türkiye`nin şu anki konumu da geçmişte barbar Avrupa`nın ekonomik ve askeri anlamda zayıf düşürdüğü Osmanlı`nın konumu ile bir değil. Mevcut tabloda boyun eğecek bir pozisyon olmadığı gibi cesaretle dik duruş büyük kazanımlar elde edilmesine imkân tanıyacaktır.

BOP PROJESİNDEN NE HABER?

Peki diyelim ki en kötüsünden, Amerika sözünü tuttu ve PYD`ye devlet kurdurttu. Sonra ne olacak? Sonrasını 1948`de kurulan İsrail hangi aşamalardan geçmiş hangi katliamları gerçekleştirmişse, Amerika`dan yıllık milyar dolarlık destek yardımı, Avrupa`dan da soykırım parası adı altında yüklü yardım gibi tüm aşamalar PYD için de tekrar edecek. Peki, karşılığında PYD ne yapacak? Aynı İsrail gibi, işgal, katliam, sürgün… PYD kurulduğu günden bu yana Suriye`de bırakın Arapları, kendi ırkdaşlarını bile sırf aynı düşünmüyor diye katliamlardan geçirdi, sürgün etti. Amerika`dan destek aldı, daha da alacak ve ilerleyen yıllarda eğer ki esamesi kalırsa Türkiye`ye açacağı uluslararası davayla milyar dolarlık tazminat hakkı elde etmek için çabalayacak. Sonra israil`in Filistinlilere yaptığı zulmün aynısını kendi ırkdaşlarına da yapmaya başlayacak. Nasıl mı? Ev ev, arazi arazi yağmalayacak yeni yerleşim birimleri inşa edecek, muhaliflere hep sürgün politikası uygulayacak, direnenleri katledecek. Derken güçlen(diril)ecek ve bu kez bizzat Pkk taşeron yapılanmasıyla Türkiye`nin güneyi ve doğu kısmının tamamını almak için hamleler yapacak. En son başardığında ise tüm dünya görecek ki aslında görünürdeki Pkk/Pyd`nin görünen yüz/maşa olduğu, perde arkasındaki asıl gücün siyonist Yahudiler olduğu ve BOP Projesinin tamamlandığı gerçeğinin idrakine varacak.

ÇAKMA İSRAİL, PYD; YER SURİYE

27 Ağustos 1897 yılında siyonizmin fikir babası Teoder Herzl Yahudilere bir yurt, bir devlet oluşumu için toplandıkları İsviçre`nin Basel kentinde yaptığı konuşmada şöyle ilginç bir tespitte bulunmuştu; ‘Ben bugün burada israil Yahudi devletini kurdum ve eğer bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat 5 yıl veya elli yıl sonra herkes bunu böyle bilecektir.` Hakikaten de terörist israil rejimi tam 50 yıl sonra 1948`de Filistin toprakları işgal edilerek kuruldu ve bu işgal, katliamlar yapılarak 68 yıldır hâlen sürüyor. Şimdi ise hemen yanı başımızda bu kez Amerikan eliyle çakma bir İsrail kurulmaya çalışılıyor. Adı PYD, PKK YPG, YPS, SDG olmuş ne fark eder. Amerika`nın bayrağını asıyor mu; asıyor. Amerika`dan para, silah ve her türlü lojistik destek alıyor mu; alıyor. ABD askerlerini saflarına katıyor mu; katıyor. Kendi ırkdaşı dâhil aynı fikri taşımayan hiç kimseyi ayırt etmeden hayat hakkını kısıtlıyor mu; kısıtlıyor. İslam`a ve İslam`ın yaşatılması için mücadele eden Müslümanlara karşı savaşıyor mu; savaşıyor.

Amerika ve batılı tüm emperyalist şer güçlerin emellerini korumak için savaşıyor ve ölüyor mu; evet onu da yapıyor. Peki, o zaman nerede kaldı halkların hakları ve mücadelesi; yalan oldu…