Türkiye Batı`nın kuyruğuna mı bastı?

Ekleme: 03.09.2016 16:00:00 / Güncelleme: 03.09.2016 14:00:00 / Analiz
Destek için 

Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz

Suriye savaşı hiç durmadan devam ederken, DAEŞ – PYD terör örgütlerine karşı ilk defa ciddi his edilir şekilde bir operasyon gerçekleştirildi. Türkiye, ABD ile birlikte yapacağı operasyonu, ABD her zamanki gibi oyun oynamaya çalışınca, tek başına gerçekleştirdi. TSK bir günde Cerablus`u terör örgütlerinden geri aldı. Bölgede hayat normale dönmeye başlandı.

Türkiye 15 Temmuz`dan sonra bir müddet sadece iç siyaset ve FETÖ terör örgütü ile uğraşacak derken, tam aksine Suriye hattında saldırıya geçti. Bu gelişmeler dünya kamuoyunda büyük ilgi ile izlenirken bölgedeki oyunun içinde olanlar nedense rahatsız olmaya başladılar. Türkiye`nin DAEŞ ve PYD terör örgütlerine karşı gerçekleştirilen operasyondan sözde teröre karşı mücadele eden ABD, Rusya, Suriye rejimi ve AB rahatsız olmaya başladı.

AB`den çıkan yankılar gerçekten şaşırttı. Avrupa Birliği Komiseri Günther Oettinger Türkiye`nin Avrupa Birliği üyeliğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrasının konusu olduğunu söyledi. Ardından Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Türkiye`nin Suriye`nin kuzeyindeki askeri faaliyetlerinin ülkedeki gerginliği artırma riski barındırdığını söyledi. AB`den gelen açıklamaların tamamen ABD`nin güdümünde olduğu belli. Suriye`de ÖSO TSK önderliğinde başlatılan operasyon ile 6 günde 33 köy DAEŞ`ten geri alınmıştı. Batı Türkiye`nin 6 günde elde ettiği başarıyı 5 senede elde edememişti. Fırat kalkanı operasyonu Batı`nın bölgedeki umursamaz tavırlarını ve terörün bitmesi için çabalamadıklarını ortaya koydu. Dolayısıyla Batı Türkiye`nin ilerleyişini her türlü baskılarla durdurmaya çalışacaktır.

TSK SURİYE`DE İLERLEYİŞİNİ SÜRDÜRÜYOR

Özgür Suriye Ordusu`nun onlarca tank ve yüzlerce TSK özel kuvvetleri askeriyle Cerablus`tan güneye doğru ilerleyişi sürüyor. PYD unsurlarına ait çok sayıda köy ve kasabanın alınmasından sonra yetkililere göre, operasyonun yönü DAEŞ`in elinde bulunan El-Bab şehrine doğru kayacağa benziyor. Bugüne kadar Türkiye DAEŞ`e yardım ediyor diyenler ayrıca Türkiye kendi sınırını DAEŞ militanlarına karşı kontrol etmek zorunda diyenler Türkiye harekete geçince tam tersi aleyhinde propagandaya başladılar. BM`lerin son raporlarına göre, Suriye`deki iç savaşta beş yılda 81 binden fazlası sivil, 283 bin kişi hayatını kaybetti. 283 bin kişiyi katleden Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimi, ülkeyi son yıllarda terör örgütleri için bir kaynak haline getirdiğini unutarak, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ve BM Güvenlik Konseyi`ne bir mektup göndererek, Türkiye hakkında şikâyette bulundu. Sözde ülkeyi savunduğunu iddia eden Beşar Esad Suriye`yi bölmek için uğraşan DAEŞ-PYD-YPG terör örgütlerine karşı başlatılan operasyonu eleştirdi. Türkiye`nin müttefiki sayılan ABD ise PYD`ye sahip çıkmaya çalışırken Türkiye`nin ÖSO ile tek başına başlatmış olduğu güvenli bölge oluşturma operasyonuna AB üzerinden baskı yaparak durdurmaya çalışıyor.

G-20 ZİRVESİNDE TÜRKİYE ÖN PLANDA OLACAK

Türkiye`nin Cerablus`un kontrol altına alınmasıyla birlikte bölgedeki oyuncuların hepsinin birden harekete geçmesi manidardır. Daha önce Rus savaş uçaklarına Hamedan`daki üssü kullanma iznini veren İran daha sonra bu izni geri almıştı. Türkiye`nin Cerablus hamlesi ile birlikte İran` da harekete geçti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani`nin danışmanı Ali Yunusi, Rusya`ya Suriye`deki terörizmle savaşmak için Hamedan`daki üssü kullanma çağrısı yaptı. Rusya ise Su-24 uçağının düşürülmesi ile Türkiye ile başlayan kriz döneminde PYD`ye Rusya`da temsilcilik açma izni vermiş ve bölgede PYD`ye istihbarat ve hatta silah temini konularında yardımcı olabileceklerini söylemişlerdi. Erdoğan`ın 9 Ağustos`ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin`le görüşmesinin ardından Rusya`da açılan PYD bürolarının durumu merak konusu olurken, Fırat Kalkanı operasyondan önce Türkiye`den üst düzey bir askeri heyet operasyonu görüşmek üzere Suriye`ye gittiği şimdi anlaşılıyor. Ruslar Türk yetkililere, Türkiye`nin sınırı geçmesi halinde Moskova`nın Ankara`yı hedef almayacağı konusunda güvence verdi. Rusya`dan yapılan açıklamaya göre Rusya Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çin`de 3 Eylül`de başlanacak G-20 zirvesinde bir araya gelecek. Rusya Putin`in Türkiye ile normalleşme adımlarının devamı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan`la görüşeceğini açıkladı. Görüşmelerdeki konular PYD ve Türkiye`nin Suriye`deki operasyon ve ekonomi işbirliği olacağını tahmin etmek zor değil.

BATILI ÜLKE LİDERLERİ ERDOĞAN İLE GÖRÜŞMEK İÇİN SIRAYA GİRDİ

ABD Başkanı Barak Obama da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 4 Eylül`de görüşecek. ABD Dışişleri Bakanlığı, Türk ordusunun Suriye`de operasyon düzenlediği bölgelerde DAEŞ militanlarının bulunmadığını öne sürüyor. Ancak ilk günlerde Fırat Kalkanı operasyonunu desteklediklerini açıkladılar. Antalya`daki Erdoğan ve Obama görüşmesinde Türkiye`nin sınırı kontrol etme ve güvenli bölge oluşturma konusunda Obama`nın destek vereceği konusunda Erdoğan`a teminat vermişti. Çin`de gerçekleşecek görüşmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan meslektaşına bunu hatırlatabilir.

Son zamanda kafası epey karışan Almanya Başbakanı ve Fransa Cumhurbaşkanı da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için sıraya girmiştir. Türkiye yapılacak siyasi ve ekonomik baskılar karşısında ve ayrıca terör saldırıları karşısında şuanda girmiş olduğu yoldan geri adım atarsa bir daha bu fırsatı elde etme şansı yakalamayabilir. Türkiye`nin tamamen haklı olduğu Suriye operasyonu tam tersi durmadan tüm 900 kilometrelik sınırını güvence altına almadan ve Halep şehrinin kontrolünü ele geçirmeden durmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye isterse Suriye`de muhalifleri birleştirebilir ve açık askeri destek sağlayarak çok şey elde edebilir. Bunu gören Batı ile Rusya ve İran oyun içinde oyun başlatabilir.

Türkiye 15 Temmuzda bir darbe teşebbüsünü püskürtmüş büyük tehlikeden dönmüştür. Bu darbe teşebbüsünde bulunanların tek başına bunu gerçekleştirmeye cüret edemeyeceklerini gayet iyi biliyoruz. Türkiye emin adımlarla büyük Türkiye için ilerlemeli. Unutulmamalı ki çok hassas dönemde bulunuyoruz. Birilerine kucak açarken birileriyle düşman olunacaktır. Düşmanlar ve dostlar iyi belirlenmeli ve Allah`ın göstermiş olduğu yoldan asla şaşmamalı.