Mustazaflar Cemiyeti`nden İsrail ile yapılan anlaşmaya tepki

Türkiye ile Siyonist İsrail arasında varılan anlaşmayı sert bir dille kınayan Mustazaflar Cemiyeti, bu anlaşmanın, misyonu İslam`a ve Müslümanlara savaş açmak olan İsrail`in yaptığı zulümlerinin altına adeta imza atmak olduğunu belirtti.

Ekleme: 30.06.2016 14:40:00 / Güncelleme: 30.06.2016 14:40:00 / Güncel
Destek için 

Mustazaflar Cemiyeti, yayımladığı mesajda Türkiye ile Siyonist İsrail arasında yapılan anlaşmayı sert bir dille kınadığını açıkladı.

Hükümetin İsrail ile yaptığı anlaşmayı doğru bulmadıklarına vurgu yapılan açıklamada, hiçbir İslam ülkesinin Allah-u Teâlâ'nın lanetlediği ve sözünde durmayacaklarını beyan ettiği İsrail'e ihtiyaçlarının olmadığı ifade edildi.

Açıklamanın başında Yahudilerle ilgili şu ayetlere yer verildi: "Onlar ne zaman bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez. (Bakara -100), Sonunda verdikleri misakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık. (Maide 13)"

Açıklamada, "Mayıs 2010 tarihinde İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) Gazze ablukasını delmek için Türkiye'den yola çıkan, insani yardım yüklü Mavi Marmara gemisi, uluslararası sularda İsrail askerlerinin baskınına uğramış, İsrail 10 Türkiye vatandaşını katlederek şehid etmiş, birkaç kişiyi yaralamış ve gemiye el koyarak içindeki insanları karakollarına götürüp tahkir ederek ifadelerini almışlardı. Hemen ardından İsrail ile Türkiye ilişkileri askıya alınmış, sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından İsrail terör devletine yönelik ciddi ve umut verici tavırlar takınılmış ve birtakım taleplerde bulunulmuştu. Bu talepler arasında İsrail'in özür dilemesi gibi şu ana kadar hiçbir devlet ve oluşumun İsrail'e yaptıramadığı bir müeyyide uygulatarak bizleri ve tüm İslam Âlemini de sevindirmiş ve kamuyu nezdinde de takdir toplamıştı. Ancak, geçen süre zarfında Türkiye'nin komşu devletler ile arasının bozulması ve özellikle Ortadoğu da gelişen hadiseler neticesinde, Türkiye hükümeti, 'İsrail'iz olmaz!' gibi talihsiz bir karar alarak İsrail ile olan ilişkilerinde geri adım attı ve özellikle İsrail'in Gazze ablukasının kaldırılması şartından vazgeçip, mustazaf Filistin halkının umut ve sevinçlerini kursaklarında bırakarak bazı konularda anlaşmaya vardılar." denildi.

"Hiçbir İslam ülkesi İsrail'in anlaşmalarına itibar etmemeli"

Hiçbir İslam ülkesinin Allah-u Teâlâ'nın lanetlediği ve sözünde durmayacaklarını beyan ettiği İsrail'e ihtiyaçlarının olmadığına vurgu yapılan açıklamada, "Hiçbir İslam ülkesi İsrail'in anlaşmalarına itibar etmemelidir. Her İslam ülkesi Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin şu anda yaptığı ve söylediği gibi 'İsrail'iz olmaz!' mantığı ve mecburiyetiyle hareket ederse, kendi elleriyle vahşete doymaz bu yapıyı besleyerek, ümmetin başına bela eder ve bunun vebalinin altına girerler ki; maalesef yapılan anlaşmalarla ortaya çıkacak olan netice de budur. Oysa bu ülkelerin günümüz şartlarında bırakın İsrail ile anlaşma yapmaları, onu tanımaktan vazgeçmeleri gerekir ki, bu kanser uru ümmetin bağrından sökülüp atılabilsin." ifadelerine yer verildi.

Bu anlaşmanın adeta İsrail'in yaptığı zulümlerin altına imza atmak olduğunun kaydedildiği açıklamada, "Devlet olmuş olmakla Rabbimizin haram kıldığı hususları kendisine helal kılmak gibi bir yetkiye sahip olunmuyor. Gayri Müslimlerle, fitne yapmadıkları, İslam'a ve Müslümanlara zarar vermedikleri takdirde ilişkiler kurulabilir ve anlaşmalar yapılabilir. Ancak İsrail'in kuruluş amacı ve misyonu İslam ve Müslümanlarla savaş olduğu gerçeği bilindiği halde yapılan bu anlaşmalar, İsrail'in döktüğü her Müslümanın kanına ve yaptığı zulümlerin vebalinin altına imza koymak demektir." denildi.

"İsrail'den insanlık adına bir beklenti içerisinde olmak yanılgıdan başka bir şey değildir"

"İnsani olarak da; kendileri dışındaki insanların kendilerine hizmet etmeleri için yaratıldıkları hezeyanında bulunan, Kur'an'ın ifadesiyle lanetli kavmin insanlığa bir faydası olabilir mi?" şeklinde bir soruya yer verilen açıklama şöyle devam etti:

"Hiçbir inancın değerlerine kıymet vermedikleri, dünyevi hırslarıyla tarihte de çok defa müşahede edildiği gibi kendi peygamberlerini dahi öldürdükleri ve kitaplarını tahrif ettikleri hakikati biliniyor iken, bunlardan insanlık adına bir beklenti içerisinde olmak yanılgıdan başka bir şey değildir."

"Yapılan anlaşmayı sert bir şekilde kınıyoruz"

Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: "Netice itibariyle kısa ve öz olarak beyan etmek isteriz ki; Mustazaflar Cemiyeti olarak hükümetin İsrail ile yaptığı bu anlaşmaları doğru bulmadığımızı, bu anlaşmanın faydasız olduğunu, devlet siyaseti ve menfaati adına Müslüman ve mazlum bir halkın, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın  zalim ve despot İsrail'in insafına terkedilmesinin ilahi mesuliyet iktiza ettiğini düşünüyor ve yapılan anlaşmayı güçlü bir şekilde kınıyoruz. Hükümet bir an önce bu yanlış karardan dönmeli ve yüzünü İslam ülkelerine, Müslümanlara dönerek kamuoyunu rahatlatmalıdır. Halkımız bu karardan hoşnut değildir ve İsrail ile ilgili tüm tarihi tecrübeler de bunu doğrular niteliktedir." (İLKHA)