Küçük ama stratejik bir ülke; Ürdün

Ürdün (Arapça: El-Memleketü`l Ürdüniyyetü`l Haşimiyyé) ya da resmi adıyla Ürdün Haşimi Krallığı olan bir Arap ülkesidir. Kuzeyinde Suriye, kuzey doğusunda Irak, güneyinde ve doğusunda Suudi Arabistan, batısında Filistin (İsrail işgali altında) ile sınır komşusudur.

Ekleme: 02.02.2015 12:11:00 / Güncelleme: 02.02.2015 12:11:00 / Analiz
Destek için 
Furkan Can / İnzar Dergisi
 
Ürdün (Arapça: El-Memleketü`l Ürdüniyyetü`l Haşimiyyé) ya da resmi adıyla Ürdün Haşimi Krallığı olan bir Arap ülkesidir. Kuzeyinde Suriye, kuzey doğusunda Irak, güneyinde ve doğusunda Suudi Arabistan, batısında Filistin (İsrail işgali altında) ile sınır komşusudur. Başkenti Amman olan Ürdün`ün resmî dini İslam, resmî dili ise Arapçadır. Başkenti ve en büyük şehri Amman`dır. Ülkenin etnik durumu, % 97 Arap, % 2 Kafkasya kökenliler (Çerkez, Çeçen), % 1 diğer etnik gruplardan oluşuyor. Ülkede hâkim din İslam olmakla birlikte % 92 Sünni Müslüman, % 6 Hıristiyan, % 2 diğer dinler. Yönetim biçimi Monarşidir. Devlet Başkanı Kral II. Abdullah İbn El Hüseyin, Başbakan ise Abdullah Ensur`dir. Para birimi (JOD) Dinardır. Ürdün`de Akdeniz iklimine benzer bir iklim hüküm sürer. Kışlar yağışlı ve serindir. Yazları aşırı bir sıcaklık ve kuraklık görülür. Yüz ölçümü 92.300 km2 olan ülkenin 2011 tahminlerine göre nüfusu yaklaşık olarak 6.5 milyon civarındadır. Bu nüfusun yarısını ise Filistinler oluşturuyor. Ürdün`de 35 Üniversite var. Eğitimde çok ileride, Mısır`ın önünde, diğer Arap ülkelerinden öğrenci alıyor. Ürdün, Lübnan`dan sonra Batı`ya ve Batı kültürüne en açık olan Arap ülkesi…

Ürdün`ün Ekonomisi

Ürdün, petrol ve doğalgaz kaynaklarından yoksun, enerji ve su kıtlığı çeken bir ülkedir. Ürdün ekonomisinin belli bir kaynağı ve ciddi bir üretim kapasitesi yok. Dış yardıma bağlı ve bağımlı… Bu yardımları Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), ABD ve İngiltere`den alıyor. Ürdün dışında özellikle körfezde çalışan nüfusun getirdiği döviz de ülkenin en önemli gelir kaynaklarından. IMF`den borç alıyor ve onun acı reçetelerini uyguluyor. Ürdün`de resmi işsizlik oranı % 14 düzeyindedir. Hayat pahalı. 1 Ürdün Dinarı yaklaşık 1 Euro. 1 Dinar = 1,43$, 1 Dinar = 2.4 TL. Parası bizimkinden değerli. Milli geliri kişi başına 4.000 Dolar`ın altında. Devamlı yükseltilen fiyatlar yönetimi zorluyor. 1 fincan kahve 3 €, 1 bardak çay 5 TL. Devlet memuru maaş ortalamasının 700 Dinar olduğu söyleniyor.

Ürdün`ün Siyasi Görünümü

Ürdün 11 Nisan 1921 tarihinde “Transjordan” adıyla İngiliz mandası olarak kurulmuştur. 25 Mayıs 1946`da bağımsızlığına kavuşmuştur. Haşimi Ürdün Krallığı, şeklen meşruti monarşidir. Ancak, Kral`ın geniş yetkileri bulunmaktadır. Mevcut Kral, Kral Hüseyin`in büyük oğlu II. Abdullah`tır. Babasının ölümü üzerine 7 Şubat 1999 tarihinde tahta geçmiştir. Kral II. Abdullah`ın 1994 doğumlu büyük oğlu Prens Hüseyin 2 Temmuz 2009`da Veliaht Prens ilan edilmiştir. Kral, yürütme görevini atadığı Başbakan ve Bakanlar Kurulu aracılığıyla yerine getirir. Kral`ın tayin ettiği Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Kral`ın huzurunda yemin ederek görevlerine başlarlar.

Parlamento`nun Temsilciler Meclisi ve Senato olmak üzere iki kanadı bulunmaktadır. Temsilciler Meclisi`ndeki (TM) milletvekili sayısı 150`dir. TM`nin 108 üyesi bağımsız olarak bölgelerden, “bir kişi, bir oy” esasına göre; 27 üyesi ise ulusal listelerden seçilmektedir. Kadınlara 15 kişilik kota tahsis edilmiştir. Seçmenler biri bağımsız adaylara, biri ulusal listelere olmak üzere iki oy kullanmaktadırlar. Temsilciler Meclisi üyeleri 4 yıllık süre için seçimler yoluyla halk tarafından belirlenir. Senato, 75 senatörden oluşmaktadır. Senato üyelerini Kral atar. Senatörler 40 yaşını geçmiş ve önemli kamu görevlerinde bulunmuş, rejime bağlılığıyla temayüz etmiş şahsiyetler arasından seçilir; görev süreleri 4 yıldır. Ürdün`de kayıtlı 20`den fazla siyasi parti bulunmaktadır. Ancak, siyasi partiler herhangi bir etkinliğe sahip değildir.

Arap baharı ülkeyi teğet geçti

Kral Abdullah`ın parlamentoyu feshetmesi ve hükümeti görevden almasıyla birlikte Ürdün`de 23 Ocak`ta seçimler yapılacak. Kral`ın böyle bir yetkisi var. 2011`de Tunus`la başlayan halk hareketlerinin Ürdün`e de yansımaları olmuştur. Ancak kralın denetimindeki yönetimin, barışçıl gösterilere karşı sert uygulamalarda bulunmayarak halkın birçok talebini karşılayan uygulamalara gitmesi Ürdün`ün mevcut dengelerini korumuştur. Arap Baharı`ndan önce reform politikalarını başlatan Kral Abdullah, Arap Baharı`nın rüzgârıyla reformları hızlandırmak için muhalefet grupları özellikle İhvan (Müslüman kardeşler) tarafından sıkıştırılıyor. Barışçıl kitle gösterileri yönetime her türlü uyarılarını ve eleştirilerini yapabiliyor. Kraliyet, halk gruplarına ve tepkilerine yumuşak davranıyor. Hatta Ürdün kraliyetinin, Avrupalı muadilleri gibi sembolik ve onursal temsil görevlerine çekilebileceği mesajını bile vermiş bulunuyor. Ancak devrim değil, evrim yöntemiyle değişimin zaman içinde olgunlaştırılarak ve toplum-devlet bünyesinde hazmedilerek gerçekleştirilmesini istiyor mevcut yönetim. Halkın nabzını; ekonomik sıkıntıları, siyasi ve sosyal hak taleplerini optimum bir sınırda dengeleyerek tutmanın çabasında. Bu küçük ülke Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, İsrail, Filistin ile çevrili. Çevresindeki istikrarsızlıklardan oldukça etkileniyor. Komşularının, bölgenin ve yardım aldığı ülkelerin baskılarını dengeleyerek istikrar ve gelecek arıyor. Mısır`da ne olduysa, Suriye`de ne olacaksa Ürdün`de de o olacak. Yani bölgedeki değişim trendi eninde sonunda Ürdün`ün geleceğini de belirleyecek ve derinden etkileyecektir. Kendi kararını bağımsız olarak verecek bir güç ve iradeden maalesef yoksundur. ‘Yeni Ortadoğu` Yeni Ürdün`ün istikbalini tayin edecektir. Şimdilik Esed`in başaramadıklarını Kral Abdullah başarabilmiş görünüyor.

Ülke Tarihi

Bugünkü Ürdün toprakları Hz. Ömer döneminde Müslümanlar tarafından fethedildi. 12. yüzyılda bir süre Haçlıların işgali altına girdi. 1187´de Haçlılardan kurtarıldıktan sonra sırasıyla Eyyubilerin, Fatımilerin ve Memlüklerin elinde kaldı. Memlüklerden sonra 1517´de Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim tarafından alınarak Osmanlı topraklarına katıldı. 400 sene Osmanlıların elinde kaldıktan sonra 1917 yılında İngilizler tarafından işgal edildi. İngiltere 1946 Londra anlaşması gereğince Ürdün´ün bağımsızlığını tanıdı. 1921 yılına kadar Osmanlı yönetiminde kalan Ürdün`ün birçok yerinde Osmanlı`dan kalma izlere rastlarsınız.

Sosyo-Kültürel Durum

Osmanlı beldesi olan geçmişinden sonra eski bir İngiliz sömürgesi olan Ürdün, kraliyet idaresindeki bağımsızlığında post kolonyal dönemin bütün karakteristik özelliklerini taşıyor. Tam bir kültür karması içerisinde ne tam Arap ne de Batılı bir resim veriyor. Avrupalı gibi giyim, kuşam içinde olanlar da geleneksel kıyafetlerle dolaşanlar da var. 3 milyon nüfusun yaşadığı başkent Amman Ürdün`ün her şeyi... Aslında Ürdün demek Amman demek… Amman dışında ciddi bir nüfus ve hayat yok gibi... Araplar, Çerkezler, Türkler Ürdün vatandaşlarının etnik farklılıkları… İş yerlerinde uzak doğudan insanlar çok göze çarpıyor. Sünni Müslümanların dışında Hıristiyan (%5) belli bir nüfusta mevcut Ürdün`de. 400 bin Çerkez çok etkili konumdalar devlet içinde, özellikle Emniyet ve İstihbaratta. Göçerlerin çoğunun Türkmen olduğu söyleniyor. Türk nüfus burada 30 bin dolaylarında. Türkiye`yi çok seven Ürdün Arapları Türk dizilerine çok meraklılar. Halk kesimi Türkiye`yi çok seviyor, entelektüeller biraz mesafeli… Galiba aldıkları eğitim ve kültür bunun nedeni olsa gerektir, bir kompleks içindeler, bir Osmanlı fobisi kolayca hissediliyor. Pek çoğu eğitimlerini Amerika, İngiltere ve Mısır`da almışlar belli ki tarihle ilgili çok iyi şeyler öğretilmemiş. Tabi ki Türkiye`de eğitim görenler Anadolu insanıyla tanıştıkları için daha sıcak ve yakınlar.

Lut Gölü (Ölüdeniz)

Ürdün-Filistin (işgalci İsrail) sınırında, Amman`a 60 km uzaklıkta deniz seviyesinin 390 metre altında. Karşılıklı uzak noktalarından 80 km/18 km genişlikte bir krater gölü Lut gölü. Lut Peygamber zamanından kalma Kur`an-ı Kerim`de de kısaca dikkat çekilen bir kıssa ya da konu ve mekân olan tarihi ve dini bir değer taşıyor. Göl çok çok tuzlu olduğundan yoğunluğu neredeyse cıva gibi. Suda insan batmadığı gibi yüzükoyun da duramıyor anında ters dönüyor yani sırt üstü ancak yüzebilirsiniz. Değilse çok çaba sarf ederek kulaç atabiliyorsunuz. Ağza ve göze su kaçarsa müthiş yakıyor. Bir de göl içinden çıkarılan krem gibi balçık var siyah kömür renginde. Vücuda cilde şifalı diye herkes sürüyor. Lut Gölü`nün bulunduğu bölge ismini Hz. Lut`tan alıyor.

Deve ya da ciplerle safari

Ürdün Devleti bugün biz pek farkında olmasak da...
 
MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!