Şehrullahi’l Muharrem

“Şehrullahi’l-Muharrem” olarak meşhur olan, yani “Allah’ın ayı Muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

Ekleme: 25.10.2014 18:21:00 / Güncelleme: 25.10.2014 18:21:00 / İlim & İrfan
Destek için 

Doğruhaber/haber merkezi

MUHARREM AYI, HARAM AYLARDANDIR

Muharrem ayı, içerisinde İslâm’ın ilk yıllarında savaşmanın haram kılınmış olduğu dört haram aydan biridir. Rabbimiz buyuruyor:

“Muhakkak ki ayların sayısı, Allah Teâlâ’nın indinde, Cenâb-ı Hakk’ın kitabında gökleri ve yeri yarattığı günden beri on ikidir. Bunlardan dördü haram olanlardır. İşte bu, doğru bir hesaptır. Artık o aylarda nefislerinize zulmetmeyiniz.” (Tevbe / 36)
Cenâb-ı Hakk’ın “Onlardan dördü haram olanlardır” ifadesi hakkında, âlimler bu dört aydan üçünün, yani Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’in ardı ardına, Receb ayının ise bunlardan ayrı tek başına olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Ayrıca Veda Haccı esnasında Efendimiz Mina’da irad ettiği hutbe de buna delildir: “İşte zaman, hakikaten Allah Teâlâ’nın gökleri ve yeri yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haramdır ki; üçü birbirinin ardınca gelen Zilkade, Zilhicce, Muharrem, biri de Cemaziyelahir ile Şaban arasındaki Recep’dir.” (Buharî)

Ayetteki “hurum” kelimesi, “O aylarda işlenen günah daha fazla cezayı, itaat da, daha fazla sevabı gerektirir” manasındadır. Araplar bu aylara son derece hürmetkâr davranıyorlardı. Hatta onlardan biri, bu aylarda, babasının katiliyle karşılaşsa, ona saldırmazdı.

Buna göre şayet, “Zaman dilimleri aslında hep birbirinin aynıdırlar. Öyleyse bu ayırımın sebebi nedir?” denilirse, cevaben denilir ki: Böyle bir şey, şeriatlarda tuhaf görülmemiştir. Çünkü bunun misalleri pek çoktur. Allah Teâlâ, haram beldelere daha fazla hürmet edilmesini emrederek, diğer beldelerden; cuma gününü, daha fazla saygı gösterilmesini emrederek haftanın diğer günlerinden; Arafe gününü, o güne has kıldığı hususi bir ibadet ile (vakfe ile) diğer günlerden; Ramazan Ayı’nı, onda oruç tutulmasını farz kılarak diğer aylardan; günün bazı saatlerini, onlarda namaz kılmayı farz kılarak (diğer saatlerden); bir geceyi (yani Kadir Gecesi’ni) diğer gecelerden ve bazı insanları da, onlara risâlet hil’ati giydirerek diğer insanlardan ayırmıştır…

Bunlar açık ve malum misaller olduğuna göre, bazı aylara daha fazla hürmet (haramlık-saygı) verilmesinde tuhaf görülecek bir şey yoktur.

Hz. Peygamber (SAV)’e, “Hangi oruç daha faziletlidir?” diye sorulduğunda o, “Ramazan ayı orucundan sonra, en efdal oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur” buyurmuştur. Yine O (SAV) “Kim, Allah’ın haram aylarından bir gün oruç tutarsa, onun oruç tuttuğu her güne karşılık otuz gün (oruç) sevabı verilir” buyurmuştur.” (F.Râzî, Tevbe sûresi 36. âyetin tefsiri)

FECR SURESİ’NDE MUHARREM AYI’NA İŞARET VARDIR
Bazı müfessirler Fecr Suresi’nde “An dolsun fecr’e. Ve on geceye” (Fecr / 1-2) ayetlerinde geçen Fecr’den maksadın Muharrem ayının fecri, “on gece”den maksadın da Muharrem ayının Aşura Günü’ne kadar geçen geceler olduğunu söylemişlerdir.

Allah bu fecre yemin etmiştir. Zira bu fecir, her yılın ilk fecridir ve bu esnada, Hacc, oruç, zekât gibi, yıldan yıla tekrarlanan pek çok hususlar meydana gelir ve yine gökteki ayın hesaplarına yeniden başlanır. Bir haberde de, “Allah katında ayların en büyüğü Muharrem ayıdır” diye varit olmuştur. İbn-i Abbas (RA)’ın da, “Yılın fecri, Muharremdir” dediği rivayet edilmiştir. Böylece İbn-i Abbas (RA), Muharremin tamamını bir fecr saymıştır. (F.Râzî, Fecr suresi tefsiri)

AŞURA GÜNÜ MUHARREM AYINDADIR
Âşura Günü ise Muharremin 10. günüdür. Âşura Günü’nün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kutsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.

Ebû Katâde dedi ki: “Aşura Günü oruç tutmanın hükmü hakkında soruldu. (Resulullah): ‘(Bu oruç) geçen senenin günahlarına kefaret olur’ buyurdular.” (Müslim)

Muharrem ayında oruç tutmanın fazileti

Muharrem ayında yapılacak en faziletli amellerden birisi de bu ayda bol bol oruç tutmaktır.

Bu ayda oruç tutmanın fazileti hakkında varit olan hadislerden bazıları şu şekildedir:

Ebû Hureyre (RA)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: “Ramazan (orucun)’dan sonra en faziletli oruç ‘Allah’ın ayı’ olan Muharrem’de tutulan oruçtur. Farz (namazdan) sonra en faziletli namaz gece ise namazıdır.” (Müslim)

Tüm aylar kendisine ait olduğu halde Peygamberimiz (SAV)’in hadisinde bu ay Allah (CC)’a özellikle nispet edilmiştir. Bu ise bu ayın yüceliğine işaret etmek içindir. Zira her şerefli şey O’na yani Allah’a nispet edilir.

Muharrem ayının “Allah’ın ayı” diye isimlendirilmesinin hikmeti hakkında bazı âlimler; “Çünkü bu ay haram aylardandır. Senenin ilk ayıdır. Bu nedenle Allah (CC) kendisine izafe ederek özel kılmıştır. Nebi (SAV)’den, diğer aylar hiçbirini Allah’a nispet ettiği varit olmamıştır” demişlerdir. Bir kısım âlimler ise, bu ifadenin bu aydaki oruca işaret etmek için kullanıldığını söylemişlerdir.

Bu hadisin açıklamasında İmam-ı Gazali; “Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir” demektedir.

İbn-i Abbâs (RA)’tan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir; Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: “Her kim Muharrem ayında bir gün oruç tutarsa, o (kimse) için her bir güne karşılık otuz hasene (sevap, iyilik) vardır.” (Taberânî)

MUHARREM AYI HİCRÎ TAKVİMİN İLK AYIDIR
Muharrem ayı, Hicri yılbaşının Muharrem ayının birinci günüyle başlaması hasebiyle de Müslümanlar açısından önemlidir. Hicretten 17 yıl sonra Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Hz. Ali’nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiş ve Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olmuştur.

MUHARREM AYINDA KERBELÂ FACİASI MEYDANA GELMİŞTİR
Muharrem ayında Aşura Günü meydana gelen sevindirici olayların yanı sıra Hz. Hüseyin Efendimizin şehadeti gibi çok üzücü bir hadise de meydana gelmiştir. Katâde’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Hüseyn b. Ali (RA), hicrî 61 yılında, Muharrem ayından geçen on günden sonra, o sene Cuma gününe tekabül eden Aşura Günü, 54 sene ve altı buçuk ay yaşamışken öldürüldü.” (Beyhakî)

Hüseyin Efendimizle beraber, Ehl-i Beytin yetmiş iki eşsiz büyüğü de 10 Muharrem’de Kerbela‘da şehit edilmiştir.