• DOLAR 32.369
  • EURO 35.027
  • ALTIN 2325.78
  • ...
TARİHTE BUGÜN 25 AĞUSTOS
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

TARİHTE BUGÜN 25 AĞUSTOS

1481- Taht kavgasına girip Ağabeyi 2. Beyazıt'a yenilen Fatih Sultan Mehmet`in küçük oğlu Cem Sultan, sığınmak üzere gittiği Kahire'de törenle karşılandı. Ömrü boyunca taht mücadelesinden vazgeçmeyen Cem Sultan, sırasıyla Rodos şövalyelerinin, Fransa Kralı`nın ve Papa`nın eline düşmüş ve Osmanlı ile mücadelede kullanılmak istenmiştir.

1758 – Avrupa Devletleri`nin çoğunun kadıldığı ve kendi aralarında yaptıkları Yedi Yıl Savaşları`nda Prusya Kralı II. Frederick, Rus ordusunu yendi.
1768 - İngiliz denizcisi ve kâşifi James Cook ilk yolculuğuna başladı. Özellikle Büyük Okyanus'da yaptığı seyirleri ve bu seyirlerde yaptığı ada keşifleri ile ünlüdür.

1825 - Uruguay, Brezilya'dan bağımsızlığını ilan etti.

1830 - Belçika Devrimi başladı. Belçika Devrimi, Katolik ve tarafsız Belçika'nın Geçici Hükümet ve Ulusal Kongre altında Hollanda`dan bağımsızlığını ilan etmesine yol açtı. 1831'de I. Léopold'ün kral olarak atanmasından sonra Belçika,parlementer bir sisteme sahip bir monarşi oldu.

1900- Felsefeci Nietzsche(Niçe) öldü. Friedrich Wilhelm Nietzsche "Güç İstenci", "Üstinsan", "Bengidönüş" gibi çağdaşlarına aykırı fikirlerle tanınan varoluşçu Alman felsefeci.
Nietzsche'nin felsefe kurgusu, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir. Kendisinin bütün derdi, insanı akılcılığın kıskacından kurtarıp kendisi üzerinden düşünmesini sağlamaktır. Ona göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya'da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrı'dan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya'ya adamalılar. Böylelikle düşünce ile yaşam arasında bağ kurulması daha kolay olur. Niçe de kendisinden önceki ve sonraki birçok felseci gibi kendi buhran ve bunalımlarından çıkış yolu aramış, dünyayı ve hayatı kendisinde bütünleştirmişti. Hayattan hiçbir umduğunu bulamamış, evlenme teklif ettiği birçok kadın kendisini reddetmiş ve gayrimeşru ilişkilerden frengi hastalığını, içkiden de sirozu kapmıştır. Ömrünü hastalıkların ve buhranlarının kıskacında geçiren Niçe, yıllarca yatalak bir şekilde ömrünün son demini geçirmiştir. Tüm bu yaşadıklarının karşısında kendisine hiçbir çıkış yolu göstermeyen Hıristiyanlığa ve Tanrı`ya isyan etmiştir. Aslında isyan ettiği sadece tahrif edilmiş Hıristiyanlık ve kilisedir. Hıristiyanlık ile ilgili görüşleri fikirsel bunalımının asıl sebebini ortaya koymaktadır:
“Hristiyan ahlakının maskesinin düşürülmesi eşi benzeri olmayan bir olay, bir dönüm noktasıdır. Bunu halka açıklayan kişi, karşı konulamaz bir güç, bir yazgıdır. -İnsanlık tarihinini ikiye böler: kendinden önce yaşayanlar, kendisinden sonra yaşayanlar...
Hristiyanlık gibi gerçeklikle ilişkisi olmayan, gerçeklik gelir gelmez uzaklaşmak zorunda olan bir din, doğal olarak dünya hikmeti'nin, yani bilimin düşmanı olacaktır.
Hristiyanlık, eski kültürün mirasını bizden çaldı. Sonra da bizi, İslam kültürünün mirasından yoksun bıraktı. Temelde bize, Grek ve Roma'dan daha yakın olan ve doğrudan duyu ve zevkimize hitap eden İspanya'nın muhteşem Magribi kültürü( Endülüs Medeniyeti) ayaklar altında çiğnendi. Neden? Çünkü soyluydu, çünkü kökenlerini insanca içgüdülerden alıyordu...
Hristiyanlık süslenip, ona elbise giydirilmemelidir. O, yüksek insan tipine karşı savaş açtı. Bu tipin tüm içgüdülerini yasakladı. Şeytanı, şeytan olanı bu içgüdülerden damıttı. Güçlü insan ayıplandı ve toplum dışına itildi. Hristiyanlık, zayıf, adi, kötü yapılı olan her şeyin yanında oldu ve güçlü bir yaşamın aksini sağlayacak içgüdüleri idealleştirdi...
Yaptıklarımla bir sonuca vararak yargımı açıklıyorum; Hristiyanlığı lanetliyorum! Hristiyan kilisesinin karşısına, bir savcının şimdiye dek ortaya sürdüğü en büyük suçlamayı ifade ediyorum. Bana göre Hristiyanlık, yozlaşmanın en uç biçimidir ve algılanabilecek nihaî bir yozlaşmanın istemine sahiptir!
Anladınız mı beni? Beni ben yapan, beni insanlığın geri kalanından ayıran, Hristiyan ahlâkının maskesini düşürmüş olmamdır. Hristiyan ahlakı -yalan isteminin en kötü niyetli biçimi- insanlığın gerçek Kirke'si; insanlığı harabeye çeviren Hristiyan ahlakı... Yaşamın temel içgüdülerini küçümseme öğretildi: Öyle ki, bedeni yok etmek için bir "ruh", bir "tin", yaratıldı sahte bir şekilde, yaşamın ön koşulunda, cinsellikte, pis bir şey barındırdığı öğretildi sürekli; öyle ki katı bencillikle, muvaffakıyet için son derece önemli olan şeyde kötülük ilkesi aranıyor...
Zayıf ve hasta yapılı olanlar yok olmalıdırlar.Bu, bizim insan sevgimizin ilk kuralıdır.Onlara bu konuda yardım edilmelidir. Bir günahtan daha zararlı ne olabilir? Zayıf ve hasta yapılı olanlar için bir anlayış: "Hristiyanlık!" ”
Nitzche`in felsefesi üstün yetenekleri ve gücü kutsamak, hastalığı ve zayıflığı yok etmek üzerine kuruludur. Bu yönüyle faşizmin fikir babalarından sayılmış ve Hitler gibilerinin beğenisini kazanmıştır.

1924  Mustafa Kemal, Ankara'da Muallimler Birliği Kongresi üyelerine verilen çayda yaptığı konuşmada; 'Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbileri; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır' dedi. Geçmiş mirası yok edip Avrupalıların kültürü üzerine yeni bir nesil inşa etmenin imkansızlığını muallim ve mürebbiler yaklaşık bir asır sonra anlayacaklardı.

1928: 4. Muallimler Birliği Kongresi'nde Ankara öğretmenleri, Arap alfabesinin yerine benimsenen yeni latin harflerini öğreteceklerine dair and içtiler. Oysa 1927'de yüzde 11 olan okur yazarlık oranı 1935'de yüzde 20,4'e, 1950'de yüzde 33,6'ya, 1960'ta ise yüzde ancak 39.5'e ulaştırılabilmişti. 2008 yılında ise okur yazarlık oranı yüzde 85,71'dir. Bu oran gelişmiş ülkelerin hepsinde yüzde yüze çok yakın veya yüzde yüzdür.

1928 - Arnavutluk'ta Başkan Ahmet Zogo kendini kral ilan etti
1933 - İtalya ile Sovyetler Birliği saldırmazlık antlaşması imzaladı.
1933 - Çin`in Sichuan bölgesinde meydana gelen deprem, 9000 kişinin ölümüne neden oldu. Deprem bölgesi olan Siçuan, bundan sonra da birçok deprem görecek ve en son 2008`deki büyük felaket diye adlandırılan depremde yaklaşık 100 bin kişi hayatını kaybedecekti.
1936 - Aralarında Stalin'in eski arkadaşları Grigori Zinovyev ve Leon Kamanev'in de bulunduğu Sovyetler Birliği'nin önde gelen yöneticilerinden 16 kişi vatana ihanet suçundan kurşuna dizildi. Diktatörlüğe götüren komünist rejimde lider olma özelliğini gösteren ve bazı uygulamalara muhalefet eden her kişi kolaylıkla hain damgası vurulup saf dışı edilebilmekteydi ve insanlığın yaşadığı komünizm tecrübesi ve türevi olan rejimler bunu göstermekteydi.
1940 -  2. Dünya Savaşı: Alman savaş uçakları Londra'yı bombalamaya başladı.
1941 - Guderian'ın 2. Panzer Grubu, Desna Nehri'ni geçerek Kiev yönünde taarruzu başlattı. Kiev Muharebesi başlamış oldu. Kiev Muharebesi, II. Dünya Savaşı'nda, Kiev civarındaki çok sayıda Kızıl Ordu kuvvetinin Alman birliklerince kuşatıldığı ve sonucunda imha edildiği bir harekâttır. Askeri tarihte en geniş birliklerin kuşatıldığı bir çevirme harekâtı olarak bilinir. Barbarossa Harekâtı'nın bir parçası olarak  cephenin güney kesimindeki başlangıç evresi içinde gerçekleşmiştir. Sovyet resmi tarihinde bu savaş Kiev Savunma Harekâtı olarak bilinmektedir. Savaş sonunda yaklaşık 170 bin Sovyet askeri ölmüş 600 bin asker de esir edilmiştir.
1944- 2. Dünya Savaşı: Fransız II. Zırhlı Tümeni Paris'e girdi. Bir süredir kenti işgal altında tutan Alman askerleri Müttefiklere teslim oldu. İkinci Dünya savaşında Almanya için yolun sonu görünmeye başladı. Almanya bu savaşta tarihin en büyük mağlubiyetlerinden birini alacak ve faşist Nazi rejimine son verilecekti.

1960: 27 Mayıs Cuntasının Meclisi feshederek yerine kurduğu Milli Birlik Komitesi 10 Bakanı görevinden azletti. 2. Milli Birlik Komitesi Hükümeti kuruldu.
1963 Dönemin Milli Eğitim Bakanı İbrahim Öktem, "Bugünkü din eğitimi Türkiye'nin geleceği için büyük tehlikedir" dedi. Türkiye`de darbelerden sonra yönetime gelen cuntaların hedefinde ağırlıklı olarak din gelmekte idi.
1968 - Kredi kartı ile alışveriş bir özel sektör tarafından Türkiye'ye ilk kez getirildi. Kredi kartı ile alışverişin yaygınlaşması ise yıllar sonra gerçekleşecekti.
1971 Özel yüksekokulların devletleştirilmesini öngören tasarı yasalaştı. 12 Mart asker muhtırasının etkisiyle alınan bu karar Üniversiteyi bir daha toparlanamayacağı şekilde geri götürecek ve ‘özgür üniversite` Türkiye`de bir hayal olacaktı.
1978 İtalya'nın Turin kentinde bulunan, "Turin kefeni" adıyla bilinen ve İsa Peygamber'in öldükten sonra üzerine örtüldüğü iddia edilen kumaş parçasının bilgisayar görüntüsü çıkarıldı. On yıl sonra 1988'de yapılan bir açıklamaya göre, radyon-karbon yöntemiyle yapılan tarihleme sonucunda, kumaş parçasının 13 ya da 14'üncü yüzyıla ait olduğu belirtildi. İslam`da Kutsal Emanetler olarak adlandırılan ve Hz. Muhammed`e ait olan eşyaların varlığı, Hıristiyan mutaassıplarını böyle bir sahteciliğe itmiş ve Hz. İsa`ya ait olduğu iddiasıyla bir takım eşyalar ihdas edilmişti.

1991 - Belarus, SSCB'den bağımsızlığını ilan etti. Beyaz Rusya  ya da resmî adıyla Belarus eski bir SSCB ülkesidir. Kuzey Avrupa'da yer alır. Başkenti Minsk'dir. Komşuları batıda Polonya, kuzeybatıda Litvanya, kuzeyde Letonya, doğuda Rusya Federasyonu ve güneyde Ukrayna'dır.
Beyaz Rusya, diğer Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin yanında Moskova hükümetine en yakın olanı oldu. 1991'de Sovyetlerin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Beyaz Rusya, gün geçtikçe dünyaya ayak uydurmaya başlamış ve en nihayetinde liberal dünyaya kendini kabul ettirmiştir. Beyaz Rusya, Avrupa'da idam cezası veren tek ülkedir.
1997 Dünya satranç şampiyonu Gery Kasparov, Deeper Blue 2 adlı bilgisayara karşı satranç müsabakasında 2-1 yenildi. Bu, bir dünya satranç şampiyonunun bilgisayara yenildiği ilk karşılaşma oldu.
1999 - Kadınların 58, erkeklerin 60 yaşında 7000 gün prim ödeme koşuluyla emekli olabilecekleri yasalaştı. 28 Şubat darbesinden sonra kurulan koalisyon hükümetlerinin ekonomik krizleri başladı ve işe kemer sıkma politikası ile başlanarak fatura yine halka kesildi.
2001- İş adamı, yahudi asıllı Üzeyir Garih, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda bıçaklanarak öldürüldü. Cinayet zanlısı olduğu iddia edilen asker firarisi Yener Yermez, polisin araştırmaları ve takipleri sonucunda, cinayeti işlediği "itiraf ettirilerek" 10 gün sonra yakalandı ve hapse gönderildi. Ölüm gününün ayın 25'ine denk gelmesi, kimi çevrelerce birçok ünlü ismin cinayetlerini, ayların 25. günlerinde işlemekle bilinen bir örgüt tarafından yapılması kuramına uyduğu şeklinde bir iddiaya sebep oldu.

2002: Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan Yurt Partisi`ne katılarak, yapılan olağanüstü genel kongrede, genel başkanlığa seçildi.

2003: Orgeneral Tuncer Kılınç, MGK'daki devir-teslim töreninde, ''80 yıllık laik Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliği anlayışında tek devlet, tek ulus, tek dil, tek bayrak ülküsünü daha da güçlendirerek devam ettirmesi gerekirken, halen hilafet ve şeriat arayışında olanlarımız var'' dedi. 28 Şubat darbesinin kilit isimlerinden biri olan Kılınç, 1999'da orgeneralliğe terfi ettikten sonra 3. Ordu Komutanlığı 2001 yılında da Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği görevinde bulundu. Kılınç, laiklik konusunda, İslami yaşantıya ve başörtüsüne karşı açıklamalarıyla da dikkat çekti. Brüksel'de katıldığı bir toplantıda `Başörtüsü aslında dinde yoktur, Brüksel sokaklarını da bozmuşlar, bu nasıl bağnazlıktır` sözleriyle tepki çekti. 2003'te emekliye ayrılan Kılınç, 2007'de Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Siyaset yapmak isteyen bir kişinin eşi, türbanı çıkarmıyorsa o eşi boşamak gerekir.` demecini verdi.

7 Ocak 2009'da Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir