• DOLAR 32.663
  • EURO 34.815
  • ALTIN 2508.569
  • ...
"FETÖ iletişim altyapısını da kuşatma altına almış"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Türkiye Bilgisayar Mühendisleri ve Programcıları Derneği (TBMPD) Başkanı Yılmaz Sönmez, FETÖ`nün iletişimin altyapısını kuşatma altına aldığını söyleyerek, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminde devlet büyüklerinin iletişim kanallarının devre dışı bırakıldığını belirtti.

İstanbul'da basın toplantısı düzenleyen Sönmez, darbe girişimin yaşandığı gece devlet büyüklerinin birbirleriyle iletişiminin FETÖ tarafından engellendiğini iddia ederek, ”O gece, tüm devlet büyüklerinin ve koruma görevlilerinin şahsi telefonları da dahil olmak üzere devre dışı bırakıldığı gözükmektedir. Yani hedef alınan telefonların sistemde, zaman ayarlaması yapılarak, teknolojiyi kullanarak, karşılıklı mandallama yapılmak suretiyle görüşmelerinin engellendiği tespit edilmiştir” dedi.

“Darbe gecesi iletişim 3 yöntemle engellendi”

TBMPD Başkanı Sönmez, söz konusu iddiasını şöyle açıkladı: ”Taraflardan biri karşı tarafı aramak istediğinde şu üç olumsuzluktan biriyle karşılaşır: Birincisi telefon çalar ama telefonu açan olmadığı görülür. İkincisi telefon sürekli meşgul gözükür. Yada telefona ulaşılamıyordur. Bunlar, belirli bir zaman aralığında, belirli telefonlar arasında bu sistemin merkezinden, bu işe sızmış terör örgütü mensupları tarafından yapılabilir, yapılmıştır, bundan sonra yapılmayacağı da belli değildir. Bu sistemde, belirli baz istasyonlarının kapsadığı alanda, hedefteki devlet büyüklerinin kara listede kayıtlı tüm numaralarına tanımlama yapılabilir. Yapılan tanımlama ile az önce belirttiğimiz 3 seçenek ile karşılaşılabilir.”

“FETÖ iletişim altyapısını da kuşatma altına almış”

Devlet için kritik öneme sahip UYAP ve POLNET gibi iletişim sistemlerinin de FETÖ tarafından ele geçirildiğini söyleyen Sönmez, “Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledildiği yerde 21 askerin cep telefonunu GSM operatörüne sinyal yolladı, yani o askerler orada fiziken bulundular. Bu askerlerden en az 3 tanesinin, 15 Temmuz gecesi yapılmak istenen hain darbe teşebbüsü esnasında Marmaris'te Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın oteline baskın yapan hainlerin içinde olduğu da anlaşılmıştır.

İletişim altyapısını sağlayan şirketlerin, FETÖ`nün taşeron firması olduğunu öne süren TBMPD Başkanı Sönmez, “Bu hainler devletin istihbarat birimlerine sızmakla kalmayıp, iletişim firmalarını da kuşatma altına almışlar. Öyle ki, tüm iletişimi ele geçirmişler ve bu örgütün çalışanları hipnoz olmuşçasına hala bu örgüte hizmet etmektedir. Tüm operatörler özellikle Ankara'daki Türk Telekom'da bütün hatlar, bütün server sistemleri, fiber altyapıları, bu örgütün ilgili taşeron ve derin şirketleri tarafından yürütülmektedir.” diye belirtti.

“UYAP, yabancı ülkelerin elinde”

Bilim ve Sanayi Bakanlığı'na bağlı TUBİTAK gibi bazı merkezlerin terör örgütünün karargahı olduğunu belirten Sönmez, Adalet Bakanlığı'nın kullandığı UYAP sistemine de dikkat çekti. Darbe girişiminin ardından UYAP sisteminin de kullanılacağına dikkat çeken Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü. “Bu sistemlerin hepsinin yapıldığı yer, UYAP yazılım sistemidir. Bunun da ilk tasarım sistemlerini kuran mühendislerinden biri de biziz. Ancak zaman içerisinde bu paralel örgüt, bu UYAP sistemini öyle bir parçaladı, dağıttı özellikle farklı farklı modüllerle bir araya getirdi ki, çalışamaz hale getirdi. Artık UYAP sistemini kimin çalıştırdığı belli değil. Yani şunu demek istiyorum. UYAP sisteminin serverları yabancı ülkelerin teknik servislerine bağlıdır. Burada bir bilgisayar arıza yaptığı zaman bu serveri satan şirket, sistemdeki arızayı gidermek maksadı ile sistemdeki bütün kayıtları görmektedir”.

“UYAP sistemi ABD ve İsrail bağlantılıdır”

Yüzlerce savcının delil topladığını ve bunların gizli kalması gerektiğini, ancak bunun değiştirilebildiğini vurgulayan Sönmez, “UYAP sisteminde kurulan yazılım ABD üzerinden İsrail bağlantılıdır. UYAP ve POLNET gibi iletişim sistemlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez, bu sistemlerin yazılımlarının yabancı olduğunu ve başka eller tarafından çok rahat kontrol edilebileceğini örneklerle anlattı.

Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasından sonra yapılan incelemelerde o bölgede tespit edilen HTS(Cep telefonu sinyal lokasyon bilgisi) kayıtlarına dikkat çeken Sönmez, “Muhsin Yazıcıoğlu cinayetinin yaşandığı gün helikopterin düştüğü yeri televizyonlarda yerini gösterdik ve gücümüzün yettiğince ilgili kurumlara bunu bildirdik. Çok ilginç HTS kayıtları, yani 3 tane farklı GSM şirketine ait baz istasyonu var, helikopter düştükten sonra bir helikopter iniyor ve 21 kişilik bir timin operasyon yaptığını söylüyorlar. Biz de kendimize hadi canım bu kadar mı olur diyoruz. Dün darbe girişiminde bir tane daha şok yaşadık. Aynı helikopter pilotunun Cumhurbaşkanını öldürmeye gelen helikopter pilotu olduğunu ifadesinde de gördük. Ama daha önemlisi o HTS kayıtlarında 21 tane görülen ve savcıya ihbar edilen listenin en az 3 tanesinin Cumhurbaşkanına operasyon yapan timden olduğu tespit edilmiştir. Demek ki Muhsin Yazıcıoğlu katledilirken, oluşan bütün pozisyonda toz konduramadığımız Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içerisindeki çete, o gün de oradaydılar. Bu kayıtların silinmemesi için çok uğraştık.” şeklinde konuştu.

“Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti kolayca çözülür”

Bağımsız bir savcının bu cinayeti çözmesinin çok basit olduğunu vurgulayan Sönmez, GSM şirketlerin serverlarından bu kayıtların çok rahat bir şekilde elde edilebileceğini, silinmişse bile oradaki baz istasyonlarının altında bulunan serverlerde olduğunu söyledi.

“Başbakanın telefonları dinlenilebilir hale getirildi”

Çok sayıda Türk yazılım mühendisinin çeşitli yollarla öldürüldüğünü hatırlatan Sönmez, Başbakan'ın böcek davasında yaşananlara da dikkat çekti. Sönmez, böcek davası sırasında Başbakan'ın tüm iletişim hatlarının değiştirildiğini ve dinlenebilir telefonlar yerleştirildiğini, o gün inceleme yapan müfettişlerin ise raporlarında yer alan isimlerin ise bugün Başbakanlık'ın bilgi işlem servisinde tutuklananlar olduğunu kaydetti. (İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir