• DOLAR 32.599
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2509.766
  • ...
NEDEN MEDİNE  DEĞİL DE CENEVRE?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustafa KARAKAŞ-İstanbul

ABD ve Rusya öncülüğünde Suriye meselesinde sözde çözüm üretmek için 29 Ocak`ta Cenevre`de bir toplantı düzenleniyor. Batılı ülkelerin İslâm dünyasında yaşanan sorunlara çözüm üret(e)meyeceğini ifade eden SDAM üyesi gazetemiz yazarı Abdulhakim Sonkaya çarpıcı açıklamalarda bulundu.

NEDEN MÜSLÜMANLAR KRİTİK KARARLARINI KENDİ HARAM BELDELERİNDE ALMIYORLAR?

Suriye meselesinin düğümlenmiş kritik bir sorun olduğunu ifade eden Sonkaya “Ben Cenevre`den bir sonuç çıkmayacağını biliyorum” diyerek şöyle konuştu: “Öncelikle bazı sorular sormamız gerekiyor: Birincisi; İslam âlemini ilgilendiren toplantılar neden Cenevre`de yapılıyor? Cenevre Avrupa içinde güvenlik hissi sağlanan bir şehirdir. Oraya gidenler izole edilmiş bir ortamda güya rahat fikir üretme imkânı buluyor. Onun için İsviçre`nin bir şehri olan Cenevre`yi tercih ediyorlar. Peki, aslında bu model nerden alınmış? Tabiri caizse İsviçre Avrupalılar için dokunulmaz yer olarak kabul ediliyor. Kur`an`la da sabit olduğu gibi Mekke ve Medine bizim haram beldelerimizdir. Neden Müslümanlar kritik kararlarını kendi haram beldelerinde almıyorlar? Müslümanlar çözümü neden Medine`de veya Medine ruhunu taşıması gereken şehirlerde değil de Cenevre`de arıyorlar?”

CENEVRE “SANAL BİR HARAM BELDEDİR”

Müslümanların kendi aralarındaki sorunlarını kendilerinin çözmesi gerektiğinin altını çizen Sonkaya, “Müslümanların kendi haram beldesi vardır, şiddetin, silahın olmadığı, kanın dökülemeyeceği bir belde: Hicaz. Müslümanlar batının oluşturduğu “sanal haram belde” yerine Allah`ın haram belde ilan ettiği mekânda sorunlarını konuşursa ve arada Batılılar olmazsa, nasıl bir müzâkere ortamı olur? Haliyle Müslümanlar baş başa kalmış olur ve daha sağlıklı bir ortam oluşmuş olur. Bu diyalog ortamı da Müslümanları fiilen emperyalistlerin ve uluslararası güç odaklarının etki ve tahakkümünden kurtaracaktır. Peki, Cenevre ruhu mu (haşa) yoksa Medine ruhu mu? Bu, kıyas bile edilemez. Mekke`ye baktığımız zaman Mekke haram beldedir. Orada Kâbe`yi muazzama var. Ancak İhramla girilebiliyor. İhram giyenlerin ise ihtiras ve bencillikle hareket etmeleri düşünülemez. Suriye`deki sorunun asıl nedeni de ihtirastır. Böyle emin bir beldede veya onun ruhunu taşıyan insanların yaşadığı her hangi bir coğrafya parçasında ve bu şartlarda sağlıklı bir barış olmaz da ne olur?” ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM İSTANBUL`DA BAĞDAT`TA TAHRAN`DA…

Hicaz bölgesinin Allah tarafından koruma altına alınmış özel bir bölge olduğunu, bu bölgede oluşan güven ve kardeşlik ruhunun tüm İslâm dünyasına yayılması gerektiğini ifade eden Sonkaya çözümün batının şehirlerinde ve sahte anlayışında değil İslâm medeniyetinin oluşturduğu kadim şehirlerde ve ruhta aranması gerektiğini belirtti. Sonkaya, “Bu tür toplantıların herkesin kabul ettiği Haremeyn-i Şerifeyn`de olması gerekir. Bu toplantılar Bağdat`ta İstanbul`da Kahire`de Tahran`da olmadığı sürece çözüme ulaşamayız. Müslüman yöneticiler ‘bu sorun bizim coğrafyamızın sorunu ise-ki öyle- çözüm de bizim coğrafyamızdan çıkacaktır` fikriyatına sahip olmalıdır. Bu fikrin kabul edilmesi ve olgunlaşması gerçek çözüme yönelik atılacak olan en gerçekçi adım olacaktır” ifadelerini kullandı

ASIL HARAM BELDE HİCAZDIR

Müslümanların bu dönemde bölük pörçük olmanın yanında büyük bir perspektif ve algı sorunu yaşadığını ifade eden Sonkaya; Hicaz`ın Suud toprağı olmadığını bu nedenle bu türden toplantılara ev sahipliği yapma özelliğini hem tarihsel bağları nedeniyle hem de ilahi kudretin eliyle hak ettiğini ifade ederek son olarak şunları kaydetti:

“Müslümanlarda özgüven sorunu var. Perspektif ve gücünün farkında olamama sorunu var. Öncelikle Müslümanlar organize değil ve maalesef Müslümanlar arasında ciddi bir kutuplaşma var. Birçok Müslüman orayı Suudi Arabistan`a ait sanıyor. Hayır, efendim orası Suudi toprakları falan olamaz. Egemenliğe konu olacak bir toprak değildir buralar. Bu algı ve anlayışı yıkmamız lazım. Orası(Hicaz) kutuplaşmanın olmadığı bir yerdir. Ayrıca Müslümanların kendi aralarında organize olamama sorunu da vardır. Eğer Müslümanlar bunu aşarsa, Hac`daki tavaf örneğindeki gibi bir yuvarlak masa pratiği oluşturabilseler, yani herkesin eşit olduğu, kutuplaşmanın olmadığı Medine merkezli bir toplantı düzenleyebilseler, İslâm dünyasında yaşanan bütün sorunlara hakiki çözümler üretebilirler. Bizim alternatifimiz budur. Önce bu perspektifin bu inancın oluşturulması ve zihinlere nakşedilmesi gerekir. İslâm dünyası ve gençliği ‘sorunlarımızı biz çözebiliriz` noktasına gelmelidir. Bu cümle zihinlerde kabul gördükten sonra kardeşliğimizin parçalanma ihtimali bertaraf olur ve 21.yüzyılda yeni bir Asr-ı Saadet dönemi yaşanabilir.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir