• DOLAR 32.469
  • EURO 34.739
  • ALTIN 2436.957
  • ...
`Kukladan ziyade kuklacıların yargılanması gerekir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HDP`nin çağrısıyla 6-7 Ekim`de başlatılan saldırıların yıldönümünü ve geçtiğimiz gün Ankara`da görülmesine başlanan Yasin Börü Davasının 25 Kasım 2015 tarihine ertelenmesini değerlendiren Hukukçu- Yazar Hüseyin Kurşun, olaylarda emniyetin gerekli tedbirleri almadığını belirterek, katillerle birlikte olayların azmettiricilerinin de yargılanması gerektiğine vurgu yaptı.

“Emniyetin gerekli tedbiri almadığını görüyoruz”

6-8 Ekim olaylarının çağrısının günler öncesinden yapılmasına rağmen emniyetin gerekli tedbiri almadığını belirten Kurşun, “Bir cinayet işlendiği zaman, o cinayetin azmettiricisi olabilir.  Bundan dolayı yargılama yapılırken, öncelikle maddi deliller üzerine bir değerlendirme yapılır. Tabi ki olayda iştirakleri olanlar içeri alınır. Fakat burada Yasin Börü olayında biz şunu gördük; Sokakta eylem yapan KCK`lılar ve PKK`lıların bir eve girerek, evde saklanan Yasin Börü  bve arkadaşlarını hunharca evin içerisinde katletti. Buna karşı emniyetin gerekli tedbiri almadığını görüyoruz.”dedi.

“Bu olaylar bir anda olan olaylar değildi”

Kurşun, “Çünkü bu olaylar yaşanmadan birkaç gün öncesinde her şey başlamış ve çağrılar yapılmıştı. Bu olaylar bir anda olan olaylar değildi. Bugün Emniyet Genel Müdürlüğü, KCK`nın bütün yapılanmasını, bütün hücrelerini biliyor. Dolayısıyla çalışma sistemini biliyor. Bu tür eylemlerin ne şekilde başladığını biliyor. Burada asli faillere ulaşılabilir. Birkaç tane çocuğun içeriye alınması ile bu olay bu şekilde kapatılamaz. Kamuoyu vicdanını da rahatlatamaz. Onun için tetiği çekenden ziyade tetiği kim çektirdi, buna kim azmettirdi ve bu olayların arkasında kim var, onların ortaya çıkarılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Kobani olayları belli bir merkezden yönetildi”

6-7 Ekim saldırılarının belli bir merkezden yönetildiği halde devletin bu noktada gerekli adımları atmadığına vurgu yapan Kurşun, “Bu konuda inanıyorum ki emniyetin de bilgisi vardı. Birilerinin ellerine taş sopalar verilip bunlar sokağa salındı. Asıl olan kuklanın değil, kuklacının yargılanması gerekiyor. Yasin Börü davası sulandırılmamalı ve yargılamanın çabuk olması gerekir. Çünkü bu dava çok önemlidir. Biliyorsunuz Kobani eylemlerinde 52 tane vatandaş hayatını kaybetti. Bunlardan en vahşice olanı ise Yasin Börü`nün hunharca katledilmesidir.” diye konuştu.

Devletin, çözüm süreci  nedeniyle yaşanan bütün olayları görmezden geldiğinin altını çizen Kurşun, “Bu olaylar olduğu sırada çözüm süreci devam ediyordu. Devletin 6-7 Ekim olayları ve daha öncesinde yaşanan olaylarla ilgili her hangi bir müdahalede bulunmadığını biliyoruz. Hatta eylemcilerin karakola saldırdığını, buna karşılık askerin ve polisin her hangi bir müdahalede bulunmadığını biliyoruz.” dedi.

“Olan mazlum halka oldu “

Çözüm süreci döneminde bölgede bir otorite boşluğunun doğduğunu ve süreç boyunca halkın mağdur olduğunu aktaran Kurşun, “Çözüm sürecinin yürümesi adına bu yapılıyordu. Ama sonuçta olan mazlum halka oldu. Halkın yoğun olarak olduğu yerlerde eylemler yapıldı. Olaylarla ilgisi olmayan insanlar katledildi. Burada devletin bir zafiyeti söz konusudur.” ifadelerini kullandı.

“Devlet, Yasin Börü Davasında samimi değil”

Devletin Yasin Börü davasında samimi olmadığını belirten Kurşun, “Yasin Börü olayının kamuoyunda geniş yer alması, cinayetin infiale sebep olması devlete bir baskı oluşturdu.  Dolayısıyla diğer 50 kişi ile ilgili her hangi bir işlemin yapılmaması kamuoyunun tepki vermemesinden kaynaklanıyor. Ceza hukukunda bir kaide vardır. Kamuyunu ilgilendiren bir suç işlenmişse, burada savcıların ve kolluğun resmen harekete geçmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir