• DOLAR 32.392
  • EURO 35.145
  • ALTIN 2324.16
  • ...
6-7 Ekim gazisi Yusuf Er: Devletin Adaletine Güvenim kalmadı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

6-7 Ekim olaylarında katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının hunharca katledildiği olaydan ağır yaralı olarak kurtulan Yusuf Er,  onlarca kesici alet darbesine rağmen hayata tutununca katilleri tespit ederek birçok kişinin yakalanmasını sağlamıştı.

6-7 gazisi Er, dün görülen davada, tespit ettiği sanıkların serbest bırakılması üzerine, adalete güveninin sarsıldığı gerekçesiyle mahkemeyi terk etti.

6-7 Ekim Kobani`nin düşeceği  bahane edilerek HDP`li yöneticiler   tarafından sokağa salınan PKK çetelerinin çıkardığı olaylarda hunharca katledilen Yasin Börü ile birlikte muhtaçlara kurban eti dağıtan arkadaşlarından Yusuf Er, katillerin  yargılandığı dava için gittiği Ankara`dan döndü.

İlke Haber Ajans`ına konuşan Er, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Devletin adaletine ve hukukuna güvenmediğini belirten Er, teşhis ettiğim katillere adaletin gerekeni yapması ümidiyle gittiğini, ancak katillerin hiçbir dayanağı olmayan söylemlerle kendilerini savunduğunu,  hakim ve savcıların da bu söylemleri olumlu bir delil gibi sayarak kayda geçirdiğini söyledi.

“Katilleri serbest bırakan devletin adaletine de, hukukuna da güvenmiyorum.”

Deliller olmasına rağmen sanıkların suçlu olduklarının açıklanamadığını belirten Er, “Benim mahkemeyi reddetmemin sebebi, teşhis ettiğim katillerin serbest bırakılması ve cezasız kalmalarıdır. Polis bile bana doğru söylediğimi, teşhisimin yerinde olduğunu, Uğur Doğanay`ın olaylarda parmağı olduğunu, zira gizli tanığın da aynı adamı suçlu olarak gördüğünü söylemişti. Gerçekten de katilleri serbest bırakan devletin adaletine de, hukukuna da güvenmiyorum.” dedi.

Geçen sene Kurban Bayramının 4`ncü günü Üçkuyu Toki`de kurban kesim yerinde fakirlere dağıtılmak üzere hazırlanan kurban eti paketlerini alarak, İskanevleri`ne gittiklerini ve orada bir grup PKK`lı tarafından etraflarının sarıldığını belirten Er, saldırganların ellerinde pompalı tüfek, tabanca, satır, bıçak, keser ve sopalar olduğunu anlattı.

‘Ev sahibi PKK yandaşlarıyla beraberdi`

Saldırı başlayınca Hasan Gökgöz, Hüseyin Dakak, Yasin Börü ve Riyad Güneş ile bir binaya sığındıklarını, kapısını çaldıkları bina yöneticisinin kendilerini kovduğunu söyleyen Er, üçüncü katta bir kadının kapıyı açıp kendilerini içeri aldığını, ancak yarım saat sonra ev sahibinin PKK yandaşları ile beraber eve geldiğini ifade etti.

Er, “Bize ‘Siz IŞİD`çisiniz` dedi. Ona IŞİD`le hiç bir alakamızın olmadığını, kurban eti dağıtırken saldırıya uğradığımızı anlattık. Derken bizim binaya girdiğimizi gören diğer grup da gelerek dairenin kapısını kırdılar. Ev sahibi dairenin kapısında bekleyenlere kapıyı açmaya çalıştı. ‘Kapıyı açma bizi öldürecekler` diye ikna etmeye çalıştık. 45 dakika onunla konuştuk. Sonra dışarıdaki grupla telefonla konuştu. Biz içerde yardım beklerken, dışarıdan bir ses ‘o dinamiti getirin kapıyı uçuralım` dedi. Ardından silahla kapıya ateş ettiler, kapı açılmadı. Adamdan rica ettik ‘Sakin ol gönder bunları biz de çıkıp gidelim` dedik. Ancak o esnada üst kattan birisi iple kendini bizim bulunduğumuz katın balkonuna sarkıtarak içeri girdi ve mutfaktan gelerek bize ateş etti. Hasan`ı vurdu. Hasan ‘Yaralandım` dedi. Onu odaya çektiler.” şeklinde konuştu.

‘Arkadaşlarımı balkondan attılar, bana da işkence yaptılar`

O esnada ev sahibinin, evin anahtarını  silahlı adama attığını ve kendisinin de lavaboya kaçtığını kaydeden Er, bu sırada saldırıya uğrayıp, parmağından ve bacağından yaralandığını söyledi.

Kendisinin yaralı bir şekilde lavaboya kaçıp kapıyı üstüne kilitlediğini anlatan  Er, “Dışarı kapısı açılır açılmaz kapıda bekleyen grup içeri girerek arkadaşlarıma saldırdı. Ellerinde silah, bıçak, keser, satır gibi kesici aletler vardı. İçerde ‘vurun öldürün` diye bağırarak küfür ediyorlardı. 10 dakika boyunca bu şekilde sesler geldi. Sonra arkadaşlarımı balkondan attılar. Ben içerde ses çıkarmadan gitmelerini bekliyorum. Birden ilk içeri giren adam ‘yaralı bir kişi daha vardı tuvalete girmişti` diye bağırdı ve direk tuvaletin kapısını kırdılar. 5-6 kişi ellerinde bıçaklarla bana saldırdılar. Birisi sürekli bıçakla kafama vuruyordu. O sırada biri ‘Durun öldürmeyin. Onu öyle bir hale sokalım ki ibret olsun` dedi. Sonra ‘çık sana karışmayacağız` dediler. Ancak tuvaletten dışarı adımımı atar atmaz birisi sırtıma bıçak sapladı. Tuvalete geri kaçtım. Tekrar dışarı çıkarılırken, birisi satırla saldırdı, Ayağımı kaldırarak kendimi  korumaya çalıştım ama satır ayağımı kesti. Başka biri sopayla vuruyordu, bir diğeri de kafama bıçak saplıyordu. Bıçağın ucunu kafama vurup çekiyordu. Her tarafımdan kan akıyordu.” ifadelerini kullandı.

‘Kimse, Şehit Yasin ve arkadaşlarının adını ağzına alarak siyasi rant elde etmeye çalışmasın`

Oğlunun Kerbela`yı anlatması için, Allah`ın inayetiyle yaşadığını ve tüm insanlara gerçeği anlatması için şahit olarak hayata tutunduğunu belirten Yusuf`un babası Şehabettin Er ise, Ankara`da görülen Yasin Börü davasının gerçeklerden uzak bir yargılama ile sürdüğünü ve olaylarda tanıkların ifadelerine rağmen, katillerin serbest bırakılmasına anlam veremediğini söyledi.

Zalimlerin mutlaka yargılanmasını ve adaletin yerine getirilmesini dileyen Er,  ‘Cumhurbaşkanı ve Başbakan her platformda Şehit Yasin`in adını ağzına alarak siyasi rant elde etmeye çalışmasınlar. Yusuf ve arkadaşları PKK çeteleri tarafından apartmana sıkıştırıldıkları zaman polisler, olaya müdahale etmedi. Çocuklarımız vahşice darp edildi,  katledildi,  gençler şehit edildi, benim oğlum da bu olayların şahididir. Bu olayın arkasında olacağız. Şimdi de katiller serbest bırakılıyor.” diye tepkisini ortaya koydu. (M. Sıddık Bilge – İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir