• DOLAR 32.586
  • EURO 34.823
  • ALTIN 2512.717
  • ...
Bayramname
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Allah`a hamd, Rahmet ve kılıç peygamberine salât ve selam olsun!

Rahmet ve bereketin,  af ve mağfiretin sağanak olup üzerimize yağdığı mübarek üç ayları geride bırakıyoruz. Bu kutlu olan maratonu sonlandırıp, mutlu olan bayrama kavuşacağız… Bu manevi iklimden ne aldık ne verdik; ne ektik ne biçtik sürekli bunun muhasebesini yapmalıyız. Bunun kısaca bir muhasebesini yaparsak:
Takva libasına bürünerek Regaip Kandilini yâd ettik.

Miraç kandilini ihya eden, önemseyen, özümseyen günümüz sıddık`larından olmaya gayret ettik.

Ben-i Kelb Kabilesi koyunlarının tüyleri adedince kulların affedileceği müjdesini içeren Berat gecesinin feyzinden istifade eden, affedilen bir kul da biz olalım gayretine girdik.

Ramazan ayına coşkuyla giren, bu coşkuyu ailesiyle pay edenlerden olmaya çalıştık. Çocuklarımızın başına kar beyaz takkeler, eşarplar takıp, özel küçük seccadeler alıp, oruca, namaza ısındırarak alıştırmalar yaptık ve yapmaya devam edeceğiz inşaallah.

Komşusu aç iken tok yatanlardan olmamaya çalıştık.

İnşaallah, yetimi okşayan bir el, zikreden bir dil, şükreden bir kalp; bir hurmanın yarısı ile de olsa cehennem narından azad olmaya çabalayanlardan olmuşuzdur…
On bir ay boyunca çalışan, yorulan midemizi dinlendirdik; ama oruç sadece mideden gıdaları esirgemek değildir. Harama bakmayan gözümüzle,  gıybet,  yalanı konuşmayan dilimizle ve de diğer tüm uzuvlarımızla oruç tutanlardan olmaya çalıştık inşaallah.

Ramazan ayının sonunda manevi atmosferin zirvede olduğu, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde birden fazla ameli güzelliği bu geceye sığdıranlardan olabilmişsek ne mutlu!

İşte bu ve benzeri zamanların, ibadetlerin hakkını vererek ihya edenlerin bayramı bir başka coşku içinde olur.

Onlar,  alın teriyle,  amel teriyle kulluklarını ifa eden, Rablerinin Bayram hediyesine layık olan mü`min kullardır…

Nasıl ki sahibini fuhşiyattan, kötülüklerden uzaklaştırmayan namaz makul değilse; ihlâs ve tüm uzuvlarla tutulmayan oruç, sadece aç kalmaktan ibaret ise; bayramlarımızı da aynen bu minval üzere kutlamalıyız. Bu bayram mü`minlerin bayramıdır. Bu bayram, bir ayı oruç, taat ve ibadetle geçirenlerin bayramıdır.

Bu bayramı biz mü`minlere Rabbimizin bir hediyesi olarak görmeli, bu hediyeyi başımızın tacı ederek O`nun istediği ve razı olacağı şekilde kutlayalım. Ramazan Bayramı, bağışlanmış olmanın bir sevinç işaretidir.

Bu bağışlanma müjdesini insanlara melekler veriyor.

Sa`d bin Evs el-Ensârî anlatıyor: “Resulullah sallallahü aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur. ‘Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler:

-Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ettiniz, mükâfatınızı alınız.” (el-Tergîb ve`t-Terhîb)
Her ne kadar ümmet olarak gerçek bayramlardan ve bayram havasından uzak olsak da bayramlarımıza ibadet, bir görev bilinciyle sahip çıkacağız. Sakın ola ki, “hayatın tadı tuzu kalmamış” diyerek ümitsizlik beslemeyelim ve de gevşeyip üzülmeyelim. Çünkü “inanıyorsanız üstünsünüz” diyor Rabbim. Bu yaşadıklarımız, eziyet, sıkıntı ve meşakkatler bir kayıp değildir. Eğer ki, idam sehpasına tebessümle vakurca giden seyyidlerimiz varsa; öldürülmekle bitmeyecek, cellatları delirtecek âşık ve adanmışlarımız varsa; her türlü işkence ve zulme rağmen davalarından taviz vermeyen Bilal ve Sümeyyelerimiz var ise üstün olan İslam davası ve onun davetçileridir.
Öyle ise Ramazan bayramını tekbirlerle karşılayacağız. “Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.” (el-Tergîb ve`t-Terhîb)

Bayram günü en güzel elbiselerimizi giyeceğiz,  güzel kokuları sürünerek, yanımıza çocuklarımızı da alarak camileri dolduracağız. Bayram namazını eda ettikten sonra önce kendimize, aile fertlerimize ve dünyadaki tüm Müslümanlara dua edeceğiz. Hasseten İslam düşmanlarının fiili işgali altında olan İslam topraklarının ve Kudüs`ümüzün özgürlüğe kavuşması için Rabbimize dua ve niyazda bulunacağız. Bayramı ilkin camide, mü`min kardeşlerimizle musafahalaşarak kutladıktan sonra Resulullah`ın şu müjdesine nail olmayı umarak camiden ayrılacağız.

“Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir: ‘Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün sema âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir.”(el-Tergîb ve`t-Terhîb)

Sonrasında ölmüşlerimizin, İslami şahsiyet, âlim ve öncülerinin,  akrabalarımızın kabrini ziyaret edecek, ruhlarına Fatiha okuyarak onları rahmet ve mihnetle anacağız. Onların geride bıraktığı emanetlerini, ailelerini ziyaret edecek, onların bayramlarını kutlayacak sevinç ve üzüntülü günlerinde yalnız bırakmayacak ve sahipleneceğiz.
Daha sonra ailemizle bu mutluluğu yudumlayacağız.  Akraba,  eş-dost,  komşularımızı,  ziyaret edecek, büyüklerin ellerinden öpüp hayır dualarını alacağız. Küçükleri bir şekerle de olsa sevindireceğiz. İmkânlarımız çerçevesinde hediye vereceğiz. Bu bayramın Allah`ın lütf-u kereminden biz mü`minlere bir hediyesi olduğunu anlatacağız.
Bazen sımsıcak bir bakışın, içten gelen bir tebessümün, bir jestin, bir duanın ciltler dolusu kitaptan daha çok anlam ifade ettiğini hal ile tebliğin lisan ile tebliğden daha etkili olduğunu unutmayalım…

Allah`a gönül bağlayan, O`nun için seven ve buğzeden,  kaynatılmış kurşunlar gibi yekvücut olan, O`nun rızasıyla oruç tutan, iftarını açan, camileri dolduran,  sadakalarla,  verdiği iftarlarla fakire el uzatan, zulme karşı Müslümanca tavır sergileyen,  irşadıyla toplumu aydınlatan…  Tüm kardeşlerimizin Ramazan bayramı mübarek olsun…

Selam ve Dua ile…

Selman Eren / doğruhaber
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir