• DOLAR 32.572
  • EURO 34.907
  • ALTIN 2434.268
  • ...
“Bu gün olduğu gibi o gün de Susa`da devlet yoktu”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

PKK`nin 26 Haziran 1992 yılında Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Susa köyünü basarak camide bulunan Müslümanları katlettiği ve 10 Müslüman`ın şehit olduğu 5 kişinin de yaralandığı olayın tanığı Mehmet Hafız Fidancı, 1992 yılında PKK vahşetini İLKHA`ya anlattı.

PKK`nin Diyarbakır`ın Silvan ilçesi Susa (Yolaç) köyünde gerçekleştirdiği vahşice katliamın üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen, hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruduğunu belirten Mehmet Hafız Fidancı,  Cami avlusunda o güne kadar duymadıkları ve görmedikleri bir manzara ile karşılaştıklarını söyledi.

Susa köyünde sadece Müslüman oldukları için zalim ve din düşmanlarının yatsı namazı esnasında savunmasız ve mazlum 10 muvahhit Müslüman`ı hunharca katledildiği olayı anlatan Fidancı, Şehit olan 10 muvahhit Müslümandan 4`ünün amcasının oğulları olduğunu ve diğerlerinin de akrabaları olduğunu belirtti.

Vahşice katliamın üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruyor

O gün yaşananları anlatırken duygu dolu anlar yaşayan Fidancı, olay esnasında köyde olduğunu fakat camide olmadığını,  vahşice katliamın üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruduğunu belirterek,  “Amcamlarda misafirken camideki cemaati çıkarıp ellerini bağlıyorlar. İçlerinden fırsatı bulup kaçan bir kişi koşarak geliyor, aynı zaman da o kişi de benim amcamın oğludur. Biz evdeydik heyecanlı heyecanlı eve geldi. Biz hayırdır,  ne oldu? dedik. Camiye baskın var dedi. Kimler basmış nedir kimlerdir dedik. Dedi ki Türkçe konuşuyorlar, üzerlerinde de askeri üniformalar var. Kim olduklarını ben de bilmiyorum. Biz de evde bulunan misafirler de bir anda şoka girdik.”ifadelerini kullandı.

15 kişinin caminin avlusunda vahşi bir şekilde yerlerde yattığını gördük

Saat 22.00 sıralarında  gelen silah sesleri üzerine Camiye koştuklarını belirten Fidancı gördükleri manzara karşısında şok olduklarını belirterek, “Sorduk birbirimize ne yapalım derken, silah seslerini duyduk. Silah sesini duyunca biz daha da çok şoka girdik ve camiye doğru yola çıktık.  Camiye gittiğimizde 15 kişinin caminin avlusunda vahşice bir şekilde kurşuna dizilerek yerlerde yattığını gördük. Kimi vefat etmiş, kimi yaralı bir şekilde olmak üzere yerde yattıklarını gördük.”dedi.

Yaralıların hastaneye götürülmemesi için köyde bulunan arabaların tekerlekleri patlatıldı

PKK`nin sadece insanları vahşice katletmekle yetinmediğini yaralıların hastaneye götürülmemesi için köyde bulunan arabaların tekerleklerinin patlatıldığını ve sürücülerin tehdit edildiğini aktaran Fidancı, “Biz cenazeleri bir tarafa kaldırdık. Yaralıları hastaneye götürme çabasında bulunduk. Arabaların tekerleklerinin patlak olduğunu söylediler. Şehid Medeni`nin arabası vardı. Kendi sırtından yaralıydı. Bize belinin bağlanmasını söyledi. Çünkü kan kaybediyordu. Biz de belini bağladık. Bize arabasının anahtarının yerini söyledi. Biz de aldık yaralıları arabaya koyduk.  Yoldayken zaten Medeni şehid oldu.” şeklinde konuştu.

Bir vahşet sahnesi ile karşılaştık

Cami avlusunda o güne kadar duymadıkları ve görmedikleri bir manzara ile karşılaştıklarını ifade eden Fidancı, “Biz sabaha kadar ölü ve yaralılarla uğraştık, tabi bazı köylüler de geldi. Korkularından dolayı gelmeyenler de vardı. Onları defnettikten sonra çevre köylerden de gelenler oldu. Diyarbakır`dan, Silvan`dan gelenler de oldu. Ben olaya bu şekilde şahit oldum. Bir vahşet sahnesi ile karşılaştık. Yani gerçekten o zamana kadar bizim duymadığımız görmediğimiz bir olay ile karşılaştık. Biz taziyelerle uğraştık. Allah şahadetlerini kabul etsin.” temennisinde bulundu.

Biz camiye gideceğiz camiye gitmek suç ise bu suçu biz peşinen kabul etmişiz

PKK`nin köy halkını Camiye gittikleri için sürekli tehdit ettiğini ve köy camisine baskın yapılacak ihbarlarını aldıklarını belirten Fidancı, “O olaydan önce bizim kendi şahsımıza bir şey diyen  olmadı. Ama duyuyorduk köye baskın olacak, camiye baskın olacak PKK`liler tarafından camii baskını olacak diye duyumlar alıyorduk. Biz diyorduk ki cami bizim gideceğimiz yerdir. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ne pahasına olursa olsun, biz camiden geri kalmayız. Biz camiye gideceğiz camiye gitmek suç ise bu suçu biz peşinen kabul etmişiz. Bir Müslüman toplumda camiye gitmek suçsa, buna bir söz bulunamaz artık. Biz yetişebilirsek akşam namazına, gidip camii cemaatiyle birlikte namazımızı kılıyorduk.”ifadelerini kullandı.

Camiden biz kesinlikle geri durmayız

“Bizim köyümüz İslami hassasiyeti olan bir köydü” diyen Fidancı,    “Biz dedelerimizden babalarımızdan İslami bir ahlak gördük. Biz bu şekilde camiye gidiyorduk. Yatsı namazına kadar orda kalıyorduk. Yatsı namazımızı da camide kılıyorduk. Zamanı olanlar orada kalıyordu. Biz orada Kur`an-ı Kerim dersi alıyorduk ve veriyorduk. Siyer dersi işliyorduk. Fıkıh konuları işliyorduk. Yani İslami çalışmalar yapıyorduk, bundan daha doğal bir şey olamaz. Hani biz duyuyorduk camiye baskın olacak. Biz diyorduk camiye gittiğimizden dolayı bir baskın olacaksa, buna söyleyecek bir sözümüz yok. Camiden biz kesinlikle geri durmayız. Takdir-i ilahi oraya bir baskın oldu. Ben kendim de camiye gidiyordum amcamlarda bir işim olduğu için orada misafirlikte bulunduğum esnada bu olay vuku buldu.”diye konuştu.

Allah`ın evinde böyle bir vahşet beklemiyorduk

PKK`nin köy camisine baskın yapacağı duyumlar aldıklarını ancak böyle bir vahşeti beklemediklerini kaydeden Fidancı, “Bir Müslüman toplumun içinde Allah`ın evinde böyle bir vahşet yapılabileceğini doğrusu biz beklemiyorduk. Ama biz yanılmışız. Hani neden beklemiyorduk, biz toplum olarak Müslüman olduğumuz için böyle bir vahşeti beklemiyorduk. Ama ne yazık ki böyle vahşi, İslam`a düşman, din düşmanı insanlar varmış içimizde, haberimiz yokmuş. Böylece İslam`a olan tahammülsüzlüklerini ortaya koymuş oldular.” diyerek PKK`nin bu katliamla gerçek yüzünün ortaya çıktığına dikkat çekti.

Bu gün olduğu gibi o gün de devlet yoktu!

Devletin vatandaşını korumakla mükellef olan bir kurum olduğunu dile getiren Fidancı, bölgede özellikle Susa katliamında devletin olmadığına vurgu yaparak, “O gün devlet yoktu diyebilirim. Hani nasıl yoktu. O büyük olayın olmasından sonra herkesten sonra devlet geldi. Bizim köyümüz ilçeye 3 veya 5 km uzaklıkta olmasına rağmen, civardaki köylüler geldikten sonra devlet gelmiştir. Bunu ben devletin büyük bir ihmalkârlığı olarak niteliyorum. İlçeye o kadar yakın bir köyde böyle bir vahşet olacak, olay ile ilgili bir tek kişi yakalanmayacak. O silah sesleri devletin kolluk kuvvetlerinin kulağına bile gitmiş. Buna rağmen devlet ortada yoktu. Herkes geldikten sonra devlet ondan sonra ortaya çıktı. Devlet gerçek manada görevini yapmış olsaydı, bu olay olmayabilirdi. Doğrusu o gün devlet görevini yerine getirmedi.”diyerek devletin  o gün de bölge halkını PKK`nin insafına terk ettiğini vurguladı.

Susa şehitlerinin ibadet yönlerinden, ahlaki yönlerinden, köylülerle ve komşular ile geçim konusu gibi her konuda çok iyi kişiler ve örnek şahsiyetler olduğunu vurgulayan Fidancı son olarak şu ifadeleri kullandı

“O olayda 15 kişi bulunuyordu. 10 kişi şehit oldu. 5 Kişide yaralı olarak kurtuldu. Köyün hemen hemen hepsi ile bir akrabalık bağımız vardı. Örneğin şehit olan 4 kardeş, benim amcamın çocuklarıydı. Şehitler Allah razı olsun kendilerinden, demek ki şehit olmayı hak etmişler ki, o mertebeye layık görülmüşler ki, Allah (cc) yanına aldı onları. Onları kime sorarsanız sorun, onlar hakkında olumsuz bir şey duyamazsınız. Allah şahadetlerini kabul etsin. Allah Teâlâ onları kendi katına aldı. Allah yolunda, camiye gitmek uğruna bu insanlar şehit oldu. Bu insanlar Allah katında büyük bir mertebeye ulaştılar.”  (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir