• DOLAR 32.498
  • EURO 34.626
  • ALTIN 2475.082
  • ...
Diyarbakır İstasyon Meydanı Tarihi Bir Güne Şahitlik Etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER / TARİHTE BUGÜN / 22 NİSAN

GÜNÜN AYETİ

“O gün her nefis, yaptığı her hayrı hazır bulacaktır. İşlediği her kötülüğü de... O kötülükle kendisi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Allah sizi kendisinden sakındırıyor.” (Ali İmran suresi 30. ayetin meali)

GÜNÜN HADİSİ
“…Kim Allah'tan gerçek manada hayâ ederse, başını ve başını çevreleyen azalarını, midesini ve midesinin etrafındaki bölgeleri (avret mahallini) haramdan korusun...” (Tirmizi, Hâkim, Taberani)

GÜNÜN SÖZÜ
“Murakabeyi ancak Rabbinden gelen nasibinin yok olmasından korkan bir kimse tahakkuk ettirir” (Cüneyd el-Bağdadî)

DÜNYA GÜNÜ
22 Nisan Dünya Günü, ilk olarak San Francisco`da 1969 yılında düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansında John McConnell (Jon Mak Konıl) tarafından dünyamızın yaşamı ve güzelliğini kutlayarak karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek amacıyla bir özel gün düzenlenmesi fikri ile ortaya çıkmıştır. John McConnell, Dünya Günü kutlamaları için tarih olarak ekinoks yani gece ve gündüzün eşit olduğu zamanı yani 21 Mart'ı önermiştir. Daha sonra ise çevre sorunlarına büyük bir kamuoyu ile tepki gösteren ilk hareket, 22 Nisan 1970 günü ilk Dünya Günü kutlamaları olarak tarihe geçmiştir. Bu kutlamalara yaklaşık 20 milyon kişi katılmış, birçok konferans ve sempozyum düzenlenerek, çevre sorunlarına dikkat çekilerek ABD`nin ilk 'Temiz Hava Yasası' ve 'Temiz Su Yasaları' hazırlanmıştır. Kutlamalar, 1990 yılında uluslararası düzeye taşınmış ve 141 ülkede kutlanmıştır. Günümüzde ise 175'den fazla ülkede kutlanmaktadır.

1940: Siirt'in güneyindeki Beşiri yakınlarındaki Raman Dağı'nda 1042 metre derinlikte petrol bulundu.

1969: Milliyetçi Hareket Partisi yayımladığı bildiride "TRT solcuların elinde bir beyin yıkama aleti haline gelmiştir" dedi. TRT, kim iktidara gelse onun politikaları doğrultusunda hareket eden bir devlet kurumudur. İktidara gelen parti, TRT yönetimine kendi kadrosunu yerleştirerek yayın akışını A'dan Z'ye belirler.

1972: CHP'de anlaşmazlık iyice su yüzüne çıktı. Parti, İnönücüler ve Ecevitçiler olarak ikiye bölündü. İnönü; "CHP'de İttihat ve Terakki usullerine izin vermeyeceğim" dedi.

1976: İşgalci İsrail'in sözde Başbakanı Rabin'in eşi, bir Amerikan bankasındaki yasa dışı hesabından dolayı hapse girdi. Bunun üzerine Rabin, istifa etti. Yerine Şimon Peres geçti.

1981: Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı Kenan Evren, İngiliz Financial Times (Faynanşıl Tayms) gazetesine bir demeç verdi. Türkiye'nin düştüğü kötü duruma parlamenterlerin sebep olduğunu söyledi.

1986: Daha önce yabancıların Türkiye'de mülk edinebileceklerine dair çıkan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun, bazı değişiklikler yapılarak tekrar kabul edildi. Bugün Avrupa ülkelerinde yabancılara mülk satışı kanunlarla yasaklanmıştır. Avrupa'da bir mülkü sahibi bir yabancı olacak şekilde satın alamazsınız. Bu konuda Avrupa'daki en esnek ülkeler, yabancılara mülk satışını en fazla 99 yıllığına olmak şartına bağlamıştır. Satın alsanız dahi 99 yıl sonra o mülk elinizden alınacak şekilde düzenleme yapılmıştır. Bu şekilde yabancıların sistemli bir şekilde mülk satın alarak bir ülkenin geleceğini tehlikeye atmalarının önü alınmak istenmiştir. Ancak ne hikmetse, Türkiye'de periyodik aralıklarla hükümetler, yabancılara mülk satışının önünü açan kanunlar çıkarmaktadır. Bu manada Özellikle "Arz-ı Mev'ud" sınırları içinde kalan Güneydoğudaki toprak satışları mercek altına alınmalıdır. Zira GAP Bölgesinde korkunç bir şekilde ve ederinin çok üstünde fiyatlar verilerek satın alınan toprakları alanlar kimlerdir, bunların amacı nedir gibi soruların cevaplarını bulmak lazımdır. Zira bu bölgede satın alınan topraklara yerleşecek suni bir popülasyon ilerde haklar talep edecek hale gelecektir. Bu tarihte çokça oynanmış bir oyundur. Kimse bugünü düşünerek hareket etmemeli. Gelecekte, bugünden satın alınmış olan topraklara yerleşecek olanlar, "biz de varız" diyecek ve uluslararası düzeyde bölgeyi sahiplenmeye kalkışacaktır. Bu belki şu an için çok spekülatif gelebilir. Ama en azından Avrupalıları bu konuda taklit edip gelecek nesilleri korumak adına tedbirler alınmalı değil mi? Son zamanlarda yabancı uyruklu kişilerin satın aldıkları topraklar dikkat çekince Türkiye vatandaşı ve TC uyruklu kişiler adına toprak alımları yapıldığını düşünecek olursak, özellikle toprak sahiplerinin topraklarının değerinden 5-10 kat fazla para verenlere dikkat etmeleri bir sorumluluktur. Daha fazla kazanmak adına yarınları heder etmek akıl karı olmasa gerek. Bölge halkından olmayan ve büyük arazileri değerinden çok fazla ödeyerek cazip tekliflerle almak isteyenlere bu yolu kapatmak ilk etapta yöneticilere ve kanun yapıcılara sonra da toprak sahiplerine düşmektedir.

1992: Meksika'nın ikinci büyük şehri Guadalajara'da, kanalizasyon sistemine karışan benzinin patlaması sonucu 206 kişi öldü, 500 kişi yaralandı, 15 bin kişi evsiz kaldı.

1994: Ruanda'da Hutu ve Tutsi kabileleri arasındaki çatışmalarda son iki hafta içinde 100 bin kişi4 öldü.

1998: Okuduğu bir şiir dolayısıyla, mahkûm olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan`a verilen 10 ay hapis cezasının ertelenmeyeceği ve para cezasına çevrilmeyeceği açıklandı.

2008: Türkiye'de kitabın ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235'inci sırada yer aldığı "Türkiye'nin Okuma Alışkanlığı" adlı bir raporla ortaya çıktı. Rapora göre günde ortalama 5 saat televizyon seyreden Türk halkı, kitap okumaya yılda yalnızca 6 saat zaman ayırıyor. Türkiye, kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. Japonya'da toplumun yüzde 14'ü, Amerika'da yüzde 12'si, İngiltere ve Fransa'da yüzde 21'i düzenli kitap okurken, Türkiye'de yalnızca 10 binde 1 kişi kitap okuyor. Bir Japon, yılda ortalama 25, bir İsviçreli 10, bir Fransız 7, bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyor.

2010: Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, (Nikolas Sarkozi) kısmen yasaklama tavsiyesine kulak asmadan, yalnızca gözleri açık bırakan kara çarşafın Fransa sokaklarında dahi yasaklanması talimatını verdi. Sarkozy'nin emriyle hazırlanacak Kanun tasarısı 2010 Mayısında hükümete sunulacak, Temmuz ayında ise parlamento gündemine getirilecek. Fransa'da yaklaşık 2 bin kadın burka giyiyor. Avrupa, Türkiye'de yaşayan dini ve etnik azınlıkları sürekli dile getirerek onların haklarının ve kendi değerlerine göre yaşam haklarının tanınması için baskı yapıp durmaktadır. Bunu da özgürlük adına yapan Avrupa, söz konusu kendi bünyesindeki dini veya etnik azınlıklar olunca aynı özgürlük anlayışını göstermiyor. Bu yönüyle Avrupa'nın temsil ettiği medeniyetin mimsiz olduğunu bir kez daha tarihe geçiyoruz: Avrupa Edeniyeti İslam Medeniyetine tahammülsüzlüğünü yasaklarla bir kez daha göstermiştir.

2012 : Tarihler 22 Nisan 2012`yi Gösteriyordu…Diyarbakır İstasyon Meydanı Yine Tarihi Bir Gün Yaşadı… Aylarca Hazırlıkları Yapılan Kutlu Doğum Etkinliği Bir Milyona Yakın Peygamber Aşığının Katılımıyla Coşkulu Bir Şekilde İdrak Edildi. Etkinliğe  Dünyanın  Farklı Yerlerinden Çok Sayıda Davetli De Katıldı… Etkinlikte Peygambere Sadakat Ve Ümmetin Birliği Mesajı Öne Çıktı… Yerel, Ulusal Ve  Dünya Basınının İlgiyle Takip Ettiği Etkinlik Rehber Tv ‘Den Canlı Olarak Yayınlandı… 1 Milyona Yakın Peygamber Sevdalısının Katılımıyla Gerçekleşen Dev Kutlu Doğum Etkinliği Sosyal Medyada Büyük Yankı Buldu. Tarihi Program İçin "Türkiye'nin Özlediği Buluşma" Ve "Peygamber Sevgisinin Irk Ve Dil Farkı Olmaz" Yorumları Yapıldı. Bazı Duyarlı Yayın Kuruluşları Hariç Yazılı Ve Görsel Medaya Yine Kör Ve Sağır Kesildi… Bu Durum Akıllara ‘Medya Ambargosu Mu Uygulanıyor` Sorusunu Getirdi.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir