• DOLAR 32.533
  • EURO 34.836
  • ALTIN 2431.082
  • ...
Akciğer kanserinde kişiye özel tedaviler umut vadediyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı ve Akademik Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Profesör Doktor Rüçhan Uslu 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle akciğer kanseri hakkında bilgiler vererek, her hastanın kanserinin farklı olduğunun anlaşılmasıyla geliştirilen kişiye özel tedavi yöntemlerinin son yıllarda yüz güldürücü sonuçlar verdiğini ifade etti. Rüçhen,, kanserde erken teşhis ve yarar sağlayabilecek hastaların saptanması için gerekli testlerin önemine değindi.

Akciğer kanseri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de ölüm sebepleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Her yıl dünyada ortalama 1,5 milyon insan akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu rakam kansere bağlı ölümlerin yüzde 20’sini teşkil ediyor. Bu nedenle akciğer kanserinin tanı ve tedavisinde atılan her yeni adım büyük önem taşıyor.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı ve Akademik Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Profesör Doktor Rüçhan Uslu  kanserden korunma ve erken teşhisin, kanserle mücadelede en önemli adımlar olduğunu ifade ederek kişiye özel tedavilerin akciğer kanseri tedavisindeki önemine değindi.

Akciğer kanseri tedavisindeki ilerlemeler

Akciğer kanserlerinin küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserleri olmak üzere başlıca iki büyük gruba ayrıldığını belirten Uslu yüzde 80-85 ile en büyük grubu küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinin oluşturduğunu söyledi.

Bu hastaların yüzde 70-80’inin ileri evrede hekime başvurduğunu ifade eden Uslu, kısa süre öncesine kadar ileri evrede başvuran bu hastaların kemoterapi dışında başka bir tedavi şansları olmadığını belirtti.

Son yıllarda akciğer kanserlerinin biyolojisinin anlaşılması ve kansere neden olan genlerin tanımlanmasıyla, kemoterapi dışında önemli kişiye özel tedavi yöntemlerinin kullanılmaya başlandığını ifade eden Uslu bu tedavilerin kemoterapiden farkını şöyle anlattı: “Kemoterapi ile elde edilen yanıtlar ve yaşam süresi biz onkologları tatmin etmiyordu. Ayrıca hastaların genellikle ileri yaşlarda olması ve kemoterapinin yan etkileri tedaviyi daha da zorlaştırıyordu. Her hastanın kanserinin farklı olduğunun anlaşılmasıyla kişiye özel tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi mümkün oldu. EGFR ve EML4-ALK adı verilen genlerde mutasyonu olan hastalarda kullanılan kişiye özel tedaviler ve geliştirilen yeni ajanlarla yapılan klinik çalışmalar yüz güldürücü sonuçlar verdi. Kemoterapi ile elde edilemeyen uzun yaşam süreleri mümkün oldu.”

“Uygun hastalarda yukarıda sayılan mutasyonların var olup olmadıkları hekimler tarafından mutlaka araştırılmalıdır” ifade eden Uslu, “Hastada bu mutasyonlardan biri mevcutsa kişiye özel tedavi hasta için en iyi seçenektir. Bu tedaviler kemoterapiye göre daha etkindir, daha iyi sonuçlar vermektedir. Ayrıca yan etkileri de kemoterapiye kıyasla belirgin derecede azdır” i diyerek hastaların ilgili gen mutasyon testleri konusunda hekim tarafından yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yeni tedavi yöntemleri geliyor mu?

Kişiye özel tedavi yöntemleri dışında akciğer kanseri tedavisindeki en önemli gelişmelerin immünoterapi alanında kaydedildiğini belirten Uslu,“Aslında kanser hücreleri bağışıklık sistemimiz tarafından tanınabilmekte ve yok edilebilmektedir. Ancak kanser hücrelerinin bazıları bağışıklık sisteminden kaçmayı başarabilmekte ve hastalık oluşturabilmektedir. Kanserin bağışıklık sistemi tarafından tanınmasını sağlamak uzun yıllardır araştırmacıların en önemli amacı olmuştur. Araştırmalar sevindirici sonuçlar vermeye başlamıştır. Bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçirmek için iki önemli tedavi metodu geliştirilmiştir: Kanser aşıları ve bağışıklık sistemi aktivatörleri. Her iki tedavi metodu da kansere karşı bağışıklık sitemini aktive etmeyi ve vücudumuzun kendi silahlarını kanser hücrelerine karşı kullanmayı amaçlamaktadır.”diyerek elde edilen önemli başarılara vurgu yaptı.

Kemoterapi tedavisi ne zaman son bulacak?

Kemoterapinin yan etkileri ve elde edilen yaşam sürelerinin tatmin edici olmamasına rağmen halen akciğer kanseri tedavisinde önemli yer bulduğunu belirten Uslu, “Her ne kadar yan etkileri fazla olsa da doğru hasta seçimi yapıldığında kemoterapi ile de önemli kazanımlar elde edilebiliyor. Bu nedenle hastaların doğru merkezi ve doğru doktoru bulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

En önemlisi korunma ve erken teşhis

Kanserden korunma ve erken teşhisin kanserle mücadelenin en önemli aşamaları olduğunu da vurgulayan daha sonra,“En önemli şey başta hastalanmamak ve hasta olunduysa erken teşhis etmek. Halkımızı tütün ve tütün ürünlerinden korumamız, doğru beslenmelerini ve hareket etmelerini sağlamamız gerekiyor. Halkımızın hastalık belirtileri konusunda eğitimli olması ve düzenli doktor kontrolüne gitmeleri de erken teşhis açısından çok önemli. Bu şekilde başta akciğer kanseri olmak üzere tüm kanserlerin görülme oranlarında belirgin gerileme ve erken teşhis sayesinde de tedavi başarısının artmasını sağlayabiliriz” şeklinde bilgilendirmede bulundu. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir