• DOLAR 32.373
  • EURO 35.073
  • ALTIN 2325.319
  • ...
Varlık Vergisi Kanunu Kaldırıldı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER / TARİHTE BUGÜN / 15 MART

GÜNÜN AYETİ

"Rablerinin rızasını dileyerek sabah akşam O'na dua edenleri (huzurundan) kovma...!" (En'âm suresi 52. ayetin meali)

GÜNÜN HADİSİ

"Muhakkak ki Allah Teâlâ, suretlerinize ve mallarınıza değil, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar." (Müslim, Ahmed, İbni Mace)

GÜNÜN SÖZÜ

"Amellerin en üstünü, Allah'ın farzlarını eda etmek, haramından sakınmak ve Allah katında niyetin doğruluğudur." (Hz. Ömer)

TARİHTE BUGÜN

493: İtalya kralı Odoacer (Odoçe) öldü. Tarihte Romalı olmayıp tüm İtalya'yı yöneten tek kral olan Odoacer, Batı Roma İmparatorluğu'na son vererek Orta Çağ'ı başlatan kişi olarak bilinir.

1892: Jesse W. Reno (Jess Dabilyu Rino) tarafından yürüyen merdivenin patenti alındı.

1921: Talat Paşa Berlin'de öldürüldü. Son Osmanlı sadrazamlarından, İttihat ve Terakki liderlerinden Mehmed Talat Paşa, Berlin'de, sokakta bir Ermeni'nin arkasından kurşunlamasıyla öldürüldü.

1944: Varlık Vergisi Kanunu, yürürlükten kaldırıldı.

1979: Türkiye de Cento'dan çekildiğini açıkladı. Cento, 1955'de Bağdat Paktı adıyla kurulmuş ve Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve Birleşik Krallık arasında, Sovyetler Birliği'nin Ortadoğu'da nüfuz kurmasını önlemeyi amaçlamış bir pakt idi. Sonradan Amerika da bu pakta dahil olmuş ve adı Cento olarak değişmişti. 1979 İran İslam Devrimiyle önce İran, ardından Pakistan'ın çekilmesiyle varlığı sona ermişti.

1990: DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, MİT'in sivilleştirilmesini istedi. Demirel, MİT'in başında muvazzaf subaylar olduğunu belirterek, "Bunların terfileri Genelkurmay'a aittir. Böyle olunca daha çok orayı göreceklerdir. MİT dönemin hükümetlerini 1960 Darbesi'nden, 1971 Muhtırası'ndan ve 1980 Müdahalesi'nden haberdar etmemiştir. Hükümet genellikle Angola'da olan bir harekâtı bilir de Ankara'da olanı bilmez. Ortada, Türkiye'yi yeni bir istihbarat teşkilatına nasıl kavuşturalım diye bir soru vardır" dedi.

1995: Gazi Mahallesindeki olaylar Ümraniye'ye sıçradı. Ümraniye'de çıkan olaylarda 4 kişi ölürken Ümraniye'de de sokağa çıkma yasağı kondu.

2001: İstanbul - Moskova seferini yapan Tupolev Tu-154 tipi bir uçak, Çeçen eylemcilerce kaçırıldı. Medine'ye indirilen uçağa Suudi antiterör timleri tarafından düzenlenen operasyonda, bir Türk yolcu, Rus hostes ve bir Çeçen eylemci öldü.

2004: Çin'de ilk kez bir milletvekili ülkede yılda 10 bin insanın idam edildiğini açıkladı. Çin, insan hakları örgütlerinin eleştirileri nedeniyle idam ilgili rakamlarını gizli tutuyor.

2012 : Kızları Okula Alınmayan Ve Keyfi Bir Şekilde Haklarında Dava Açılan Velilerin Mağduriyeti Artarak Devam Ediyor.
Bursa'da Başörtülü Olarak Okumak İsteyen Kız Öğrencinin Velisi Mehmet Polat`a 6 Ay Hapis Cezası Verildi.
İnsan Hakları Dernekleri Ve Hukukçular Bunun Bir Hukuk Garabeti Olduğunu Dile Getirdi.

MERCEK

15 Mart 1921: Talat Paşa Berlin'de öldürüldü. Son Osmanlı sadrazamlarından, İttihat ve Terakki liderlerinden Mehmed Talat Paşa, Berlin'de, sokakta bir Ermeni'nin arkasından kurşunlamasıyla öldürüldü.

Mehmet Talat Paşa, 1874-1921 yılları arasında yaşamış,  İttihat ve Terakki kurucularından ve önde gelen siyasetçilerindendir. Meclis Vekilliği, Dâhiliye Nazırlığı, Posta Vekilliği ve 1912'de Sadrazamlık yapmıştır.

Talat Paşa, 1874 yılında Edirne'de doğdu. İlköğrenimini Vize ilçesinde yaptı. Edirne Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra Edirne Posta ve Telgraf idaresinde kâtiplik, Alyans İsrail Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği görevlerinde bulundu. Çok genç yaşlarda siyasetle ilgilenmeye başladı, Sultan İkinci Abdülhamid Han`a karşı mücadele eden Jön Türklerin çalışmalarına katıldı. Bir süre sonra tutuklandı.

İttihat ve Terakki Fırkası adını alan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Selanik`te mason locasına girdi. Masonların ve onlar arasındaki Yahudi ve Sabetaycı dönmelerle hep sıkı ilişkiler ve yakın dostluklar içinde oldu. İttihad ve Terakki kışkırtıcılığını geniş alanlara yaydı. İki defa İstanbul'a giderek İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin şubesini kurdu ve teşkilatlandırdı.

İkinci Meşrutiyet'in ilanında milletvekili oldu. Hüseyin Hilmi Paşa kabinesinde İçişleri Bakanlığı`na getirildi, Kanlı Babıâli Baskını`nı düzenleyenler arasında yer aldı. 1917 yılında sadrazamlığa yani başbakanlığa getirildi. Temmuz 1918'de sadrazamlıktan ayrıldı. Birinci Dünya Savaşı'nın Osmanlı Devleti için büyük bir yenilgi ile sonuçlanmasından sonra Ahmed İzzet Paşa'ya bıraktığı mektupta, millete karşı hesap vermek üzere geri geleceğini, gerekirse mahkemeye de çıkacağını bildirerek ülkeden ayrıldı. Bu arada belirtmekte fayda vardır ki, İttihat ve Terakkicilerin maceracı ve Alman menfaatleri doğrultusunda Osmanlı'yı Birinci Dünya savaşına soktukları tarihçiler tarafından dile getirilmektedir. İttihatçıların başını çekenlerden biri olarak Talat Paşa, Osmanlı'yı dönemin hükümetinin, Padişahın ve milletin haberi olmadan savaşa sokmak basiretsizliğini göstermiştir. Bugünkü Laik elit tabaka neyse Osmanlı İttihatçıları da odur. Daha önce de belirttiğimiz üzere, İttihatçılar, bugünkü Laik elit tabakanın atasıdır. Savaşa giren Osmanlı İttihatçı subayların olduğu tüm cephelerde ağır yenilgiler aldı. Siyasette ve mecliste cazgırlığın alasını yapan İttihatçılar savaşta ve cephede beceriksizliklerini ortaya koydular. Onların Batı hayranlıkları ve dine mesafeleri koskoca bir imparatorluğu bataklığa çekti. İttihatçılar iyice deşifre olup halk içinde değil destek bulup taban yapmak, rüsvay oldular. Bundandır ki, İttihatçılık Osmanlı'dan sonra isim olarak silindi. Yeni Cumhuriyette ortaya çıkamadılar. Zira onların Birinci Dünya Savaşında açtıkları bela üzerine müslüman halk büyük bedeller ödeyerek Kurtuluş Savaşını vermişti. İttihatçıların artık bu halkın karşısına geçip söyleyecekleri sözleri, yapacakları siyasetleri, verecekleri vaadleri kalmamıştı. Yoksa emin olunuz ki, Cumhuriyet Döneminde İttihatçılar ismen varlıklarını göstereceklerdi. Halk karşısına çıkamayacak kadar kredilerini tüketen İttihatçılar, yeni rejimde takdir edeceğiniz kisveler altında sadece İttihat ve Terakki adını terk ederek varlıklarını devam ettirdiler. Zira, İslamı terk edip Batı mukallitliği ile çağdaş devletler seviyesini yakalama iddiasında olan İttihatçıların Osmanlı Döneminde birer hayal olan hedefleri, Cumhuriyet döneminde bir bir yürürlüğe girdi.

Biz Talat Paşa'ya dönersek;

Talat Paşa, 15 Mart 1921'de bir Ermeni tarafından Berlin'de öldürüldü ve Berlin'deki Türk Mezarlığına gömüldü. 1943'te kemikleri İstanbul'a getirilerek Şişli'de Hürriyet-i Ebediye tepesinde toprağa verildi.

Talat Paşa'nın Masonluğu
Türkiye Büyük Locası'nın ilk Büyük Üstadı olan Talat Paşa, Masonluğa, İttihat ve Terakki hareketinin başladığı ve kurucuları ile üyelerinin büyük kısmının bulunduğu Selanik'teki Macedonia Risorta Locası'nda (Makedonya Risorta) 1903 yılında başlar. Bir sene sonra, Veritas Locası'na geçer ve burada II. Nazırlık görevinde bulunur. Veritas Locası, 23 Temmuz 1909'da İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra Selanik'te yapılan kutlamalara regalyalarıyla katılmış bir locadır.

1909 yılında, 33.dereceye yükseltilir ve Türkiye Yüksek Şurası'nın başına getirilir. Bu esnada İstanbul'da çalışan Vatan Locası'nın kurucuları arasında yer alır. Aynı yıl içinde kurulan Türkiye Büyük Locası'nın Büyük Üstatlığına da getirilen Talat Paşa, bu görevini artan siyasi görevleri ve hazırlandığı Sadrazamlık vazifesi sebebiyle 1910 yılında devreder.

Sadrazam olduğu dönemde kendisine Mason olduğu yönünde yapılan sataşmalara, kürsüden şöyle yanıt vermiştir:

"... Şahsım hakkında bir itham da Mason olduğumdur. Evet, Masonum. Nasıl Bektaşiliği, milli bir tercih yolu olarak kucakladımsa, Masonluğu da alem şümul bir beşeri muhabbet ve uhuvvetin bütün insanlık için saadet ve huzuru temin ve tesis edecek yolun, daha çok fikri irşat membalarından telakki ve kabul ettim. Böylesine alem şümul muhabbet ve uhuvvete milletimi layık ve bu faziletin onun zatında mündemiç olduğuna inanarak, Osmanlı Masonluğu'nun Maşrık-ı Azamlığını kemal-i fahr ile kabul ve ifa ettim..."


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir