• DOLAR 32.377
  • EURO 35.09
  • ALTIN 2326.339
  • ...
Abdulkadir`ine hasret Rabbine şikâyete gitti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kumpas ve uydurma delillerle köyden alınarak zindana atılan ve 2002 yılından bu yana cezaevinde bulunan Abdulkadir Aktaş`ın annesi Münevver Aktaş (74), 5 gündür Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma hastanesinde yoğun bakım ünitesinde tedavi altında tutulmakta idi.

Hukuksuz yargılamalarla cezaevine atılarak hakkında müebbet hapis cezası verilen Abdulkadir Aktaş`ın mevcut yönetim tarafından uygulanan sürgün zulümlerinden dolayı son 5 yıldır oğlunu hiç göremeyen Münevver anne dün akşam yaptığımız röportajda son isteğinin oğlu Abdulkadir`i ölmeden önce son kez görmek istediğini söylemiş ve bunun için çocuklarından talepte bulunmuştu.

Münevver annenin bu talebini yerine getirmek için, ailesi tarafından yetkili makamlara verilen dilekçe halen karşılık bulmuş değil ki bulmasının da artık bir önemi kalmadı.

Zira Münevver anne kendisini evladından koparanlara karşı yüreğindeki ah ve evladına olan hasretle bu gün sabahın erken saatlerinde hakkın rahmetine kavuştu.

Münevver annenin vefatından önce dün akşam yapılan röportaj

Dün akşam yaptığımız röportajda, oğlu Abdulkadir`in ilk cezaevine girdiğinde yaşının henüz 16 olduğunu ve hiçbir suçunun olmadığını belirten baba Mahmut Aktaş (82) oğluna ve ailesine bu cezayı reva görenleri Allah`a havale ettiğini söyledi.

Eşi Münevver Aktaş`ın şeker hastası ve aynı zamanda da astım hastası olduğunu belirten Mahmut Aktaş, eşinin hastalığından dolayı 7 aya yakındır bir süredir hastanelerde tedavi gördüğünü söyledi.

“Bize yıllardır evlat acısı çektiriyorlar”

Eşinin 5 gündür yoğun bakımda olduğunu belirten Mahmut Aktaş, “hanımın durumu kritik. Ne zaman öleceğini Allah biliyor. Allah kimsenin başına getirmesin. Bize yıllardır evlat acısı çektiriyorlar.” siteminde bulunmuştu.

Kendisinin de rahatsız olduğunu ve bu rahatsızlığının kendisini de çok aciz ettiğini belirten Mahmut Aktaş, her an ölümle karşı karşıya olan hanımının evlat hasreti ile gidecek olmasının kendileri için çok ağır bir imtihan olacağının altını çizmişti.

“İftira ve kumpaslarla gözaltına alınarak cezaevine atıldı”

Oğlu Abdulkadir`in bir iftira ve kumpas sonucu gözaltına alınarak cezaevine atıldığını söyleyen Mahmut Aktaş, oğlunun cezaevinde atıldığından bu yana annesinin kendisine sadece bir kere gördüğünü söyledi.

Akbaş, “Oğlumu sürgünden sürgüne gönderdiler. Maddi durumumuz da çok iyi olmadığı için yetişemiyorduk ona. En son 2 sene önce ısrarlarımla beni görüştürdüler. Tokat`a gidip ziyaret etme fırsatı yakaladım. Oradan döndükten sonra bir daha yataktan kalkamadım. Hanımım ise 5 seneden bu yana oğlunu görememiş. Ben de, annesi de oğlumuzun hasretinden perişan olduk. Yetkililerden ricam, ölümümüzden önce oğlumu Diyarbakır`a gönderseler, Annesiyle beraber onu görsek, belki onlarda büyük sevap kazanırlar.  Kim bu yardımı yaparsa, Allah ondan razı olsun. Tek hasretim, tek isteğim budur. Yeter ki, bir kez de olsun Diyarbakır`a gelsin de göreyim onu.” talebinde bulunmuştu.

“Kendisine iftiralar üzerinden ceza verildi”

Oğlunun cezaevine atılmasının tek sebebinin İslami kimliği olduğunu belirten baba Mahmut Aktaş, oğlunun bir oyuna kurban edildiğini ve hiçbir alakası olmadığı halde kendisine iftiralar üzerinden ceza verildiğini söyledi.

Mahmut Aktaş, “O zamanlar Diyarbakır ortamı çok bozuktu. Her türlü oyun oynanıyordu. Netice itibariyle iki seçenek vardı. Ya o da İslam`dan uzak zillet içinde bir hayatı tercih edecekti, ya da hak adına başına gelen bu çileyi göze alacaktı.  Herkes biliyor ki böyleydi.” ifadelerini kullandı.

“Oğlum da benim Yusufcuğumdur”

Oğlu Abdulkadir`in cezaevine girdikten sonra oğlu üzerinden adeta kendilerinin cezalandırıldığını belirten baba Mahmut Aktaş,  oğlunun yakalandıktan sonra Bingöl`e gönderildiğini, sonrasında durmak bilmeyen sürgünlerden dolayı evlatları üzerinden kendilerinin de adeta cezalandırıldıklarını söyledi.

Mahmut Aktaş, “Hz. Yakup Peygamberi örnek alıyorum. O nasıl Yusuf`u kaybettiği halde hamd ve şükür ile sabır etti ise bende Allah`a hamd ediyor ve sabrediyorum. Oğlum da benim Yusufcuğumdur. Muhakkak bir gün kavuşacağız. Allah Kadir`dir. İnşallah, Yusuf-i zindanların kapıları açılacak ve oğlum da arkadaşları da ailelerine kavuşacaklardır.

“İzin verin ölüm döşeğindeki annesini son bir kez de olsa görsün!”

Annesinin durumunun giderek daha da ağırlaştığını ve yoğun bakımda son sözlerinin sürekli “Abdulkadir” olduğunu belirten ağabey Ali İhsan Aktaş`ta, doktorların annesinin durumunun ağır olduğunu ve umutsuz olduklarını ifade etmişti.

Ali İhsan Aktaş, “Annemin son isteği cezaevindeki oğlunu görmektir. Yoğun bakımda hep oğlunu sayıklıyor. Devlet yetkililerinden tek isteğimiz, kardeşime bir süreliğine de olsa izin verip ölüm döşeğindeki annesini son bir kez de olsa görmelerini sağlamaktır.” talebinde bulunmuştu.

“Annem ile babam bu hasretten ölüp gidecekler”

Annesinin durumunun çok ağır olduğunu ve belki de kardeşini bir kez daha görmenin nasip olamayacağını söyleyen Abdulkadir Aktaş`ın Ablası Yüksel Çimen ise, annesinin bu hasta haliyle bile kardeşinin hasreti ile yandığını belirterek, “Sadece kardeşimi buraya getirmelerini istiyoruz. Kardeşimin elini ailesinden anne babasından kopardılar. Onu buraya getirsinler.” Çağrısında bulunmuştu.

“Annem zaten ölüyor bari babam görsün”

Annesinin yıllardır kardeşinin yolunu gözlediğini ve kendilerine reva görülen bu zulmün bir gün son bulacağını hep ümit ettiklerini belirten Abdulkadir Aktaş`ın ablası Sabiha Aktaş, annesinin bu durumda olmasının tek sebebinin kardeşine yapılan zulmün ağırlığı olduğunu söyledi.

Sabiha Aktaş, “Yetkililerden rica ediyorum! Babam da kalp yetmezliğinden dolayı kardeşimi görmeye gidemiyor. Kardeşim burada iken onları görüşe götürüyorduk. Ama Tokat`ta olduğu için göremiyorlar. Annem iki aydır burada hastanede yatıyor. Yetkililere sesimizin ulaşmasını istiyoruz. Onlardan rica ediyoruz. Kardeşim annemin son günlerinde onu görsün. Biz yıllardır dilekçe veriyoruz. Kardeşimin buraya getirmeleri için uğraşıyoruz ama kimse sesimizi duymuyor. Ya yakın bir yere getirsinler ya da Diyarbakır`a getirsinler. Annem zaten ölüyor. Bari babam onu görsün. Yetkililerden rica ediyoruz. Annemin gözü çok uzaklara dalıyor. Sürekli kardeşimi düşünüyor. Kardeşimin hasretiyle yanıyor. Yatakta sürekli inliyor ve ağlıyor. Kardeşimi yıllardır göremedi. Onun iznini versinler. Gelip komada olan annemi görsün.” diyerek feryat etmişti.  

“Annem ile kardeşim bu hasret ile yanıyor”

Annesinin bu hasret ile ölmesini istemediklerini belirten Abdülkadir Aktaş`ın ablası Aysel Aktaş ise “Eğer bu şekilde ölse biz dayanamayız. Tek isteğim kardeşimin, annemi son bir kere de olsa görmesi. Annem ölüm döşeğinde onu bekliyor. Birkaç gün önce komaya girdi. Annem ile kardeşim bu hasret ile yanıyor. Yetkililerden tek ricam onları görüştürsünler.” demişti. (Ali Fidancı / M. Sıddık Bilge – İLKHA)

Not: Bu röportaj Münevver Aktaş`ın vefatından sadece birkaç saat önce yapılmıştır.

Bu haberler de ilginizi çekebilir