HDP  Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş`ın Amerika dönüşü yaptığı çağrı üzerine bölgeyi kana bulayan ve insanların canı ve malını hedef alan PKK`li çetelerin yaptığı vandallığın üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen olayın faillerinin yakalanmadığını belirten Şehit Turan Yavaş`ın kardeşi Kenan Turan, yaşanan vahşetin faillerinin açık olduğunu ve bu konuda araştırılacak bir durumun olmadığını söyledi.

Kobani bahaneli çıkarılan ve 50`ye yakın katledilmesiyle sonuçlanan 6-8 Ekim olaylarının azmettiricilerinin aşikâr olduğunu belirten Yavaş, devletin bu konuda attığı adımların yetersiz olduğunu belirterek, katillerin ve yaşanan bu vahşeti azmettirenlerin yakalanmasına yönelik daha somut adımların atılmasını beklediklerini söyledi.

Şehit Yasin Börü ve arkadaşlarının 6-8 Ekim Kobani bahaneli çıkarılan olaylarda katledilmesi ile ilgili hazırlanan iddianameyi değerlendiren Şehit Turan Yavaş`ın kardeşi Kenan Yavaş, olaylara karıştığı tespit edilerek yakalanan 34 kişinin cezalandırılmasının devleti vebalden kurtarmayacağını söyledi.

Yavaş, cinayeti işleyerek bu gün ortalıkta dolaşanlar kadar olaylara müdahale etmeyen polislerin ve onlara müdahale emri vermeyen amirlerinin de yaşanan vahşetin sorumlusu olduğunu söyledi.

 “Her tarafı Kobani yapın”

Kardeşinin katledilmesinin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen ağabeyinin faillerinin yakalamadığını belirten Yavaş, tüm bunlara rağmen olayların faili olduğu tespit edilen ve Yasin Börü ile beraber 4 kişinin katilleri olan 34 kişinin yakalanmış olmasını iyi bir gelişme olduğunu söyledi.

Olayları yapanların yanı sıra başlatanların ve bu olayların yaşanmasına zemin hazırlayanların da yaptıklarının hesabını vermesi gerektiğini belirten Yavaş, “Başta Abdullah Öcalan olmak üzere HDP yetkilileri ve Selahattin Demirtaş yaşanan bu olayların müsebbibidir. Buna rağmen bu şahıslar hakkında tek bir soruşturma dahi açılmamıştır. İnsanların iş yerlerini yakmak, yeryüzünde fesat çıkarmak ve Müslüman Kürt halkına öfkesini kusmak için bir çağrıda bulunmuş ve ‘Her tarafı Kobani yapın` emriyle çetelere talimat vermişlerdi. Böyle yaparak masum ve suçsuz insanların vahşice katledilmelerine sebebiyet verdiler. Bu yüzden bu suçun birinci ortağıdırlar ve bu mazlumların hunharca katledilmelerinde payları vardır. Devletin bunlar hakkında soruşturma açmaları gerekiyor.” diyerek yetkililere seslendi.

“Suçlu Selahattin Demirtaş, HDP ve Öcalan`dır”

Devletin Selahattin Demirtaş, HDP ve Öcalan hakkında herhangi bir soruşturma açmamasının kafalarda soru işareti bıraktığını belirten Yavaş, “Eğer devlet suçlu arıyorsa, vali suçlu arıyorsa, emniyet suçlu arıyorsa; suçlu Selahattin Demirtaş`tır, HDP ve Öcalan`dır. Eğer şimdiye kadar devlet, bir soruşturma açmamışsa, demek ki devlet ile aralarında bir işbirliği var demektir.” ifadelerini kullandı.

 “Bu zihniyet Müslümanları potansiyel suçlu görüyor”

Kobani bahaneli olayların fitilini ateşleyen zihniyetin Müslümanları potansiyel suçlu olarak gördüğünü belirten Yavaş,  6-8 Ekim olaylarında gerek ağabeyinin gerekse de Kurban eti dağıtan diğer Müslümanların ve halktan olan dindar insanların uğradığı saldırıların tam bir vahşet olduğunun altını çizdi.

Kurban Bayramının 4`üncü gününde kendisinin de bizzat şahit olduğu vahşeti hatırlarken bile dehşete kapıldığını ve bir insanın bu kadar vahşileşmesinin insanlık dışı bir durum olduğunu belirten Yavaş,  o gün yaşadıklarını şu sözlerle tamamladı:

“Umut Kapısı üyesi olarak kurban eti dağıtacaktım. Şehit Turan`ı kurban eti dağıtmadan önce gördüm. Daha bizim eve gelmemişti. Kurban eti dağıttıktan sonra bizim eve geleceğini söyledi. Orada bayramlaştık. Benim misafirlerim olduğu için ben eve geçtim. O esnada silah sesleri geldi. Pencereden dışarıya baktım. Yüzü maskeli şahıslar ellerinde silahlarla Köy-Der`e ateş ediyorlardı. O esnada ağabeyim Turan da kurban eti dağıtıyordu.  Ateş eden grubun yanından geçerken grup ‘IŞİD`çi` diyerek ona ateş ediyor. Abim yere düşüyor. Etrafta bulunan birileri onu hastaneye götürüyor. Yolda da bu vahşiler arabayı taşlıyorlar. Arabaya silah sıkıyorlar. Ben dışarı çıkamadığım için hastaneye gidemedim. Her tarafta eli silahlı ve yüzü maskeli kişiler vardı. ‘Kobani` diye slogan atıyorlardı. Dışarıda gördükleri tesettürlü, sakallı ve şalvar giyen herkesi potansiyel suçlu görüp saldırıyorlardı. Bütün Müslümanlara topyekûn savaş açmışlardı. Ben Hastaneye gitmeye çalıştım ama gidecek gibi değildi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kardeşim aradı ve ağabeyimin şehit olduğunu söyledi. Hastanede iken bunlar Hastaneye de saldırdılar. İçerideki, cesetleri alacaklarını söylemişler. Cesetleri Alıp parçalara ayıracaklardı ya da yakacaklardı.”  (M. Sıddık Bilge /Emrah Deniz – İLKHA)