• DOLAR 32.572
  • EURO 34.75
  • ALTIN 2496.852
  • ...
Ey Peygamberlerin Varisi Bu Ümmet Size Muhtaç!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şubat ayında inançları ve İslami misyonları hedef alınarak katledilen 2 büyük İslam âlimi olan M. Esad Erbilli ve İskilipli Atıf Hoca`nın katledilmesinin yıldönümü münasebetiyle İlke Haber Ajansına değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Eğitim Bir Sen Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Akgönül ve Erdemliler Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, bu ümmetin zalimleri tarafından önderlerinin hedef alınarak katledilmesinin, sürüyü çobansız bırakma girişimi olduğunu ve ancak bu şekilde bu ümmeti parçalayabildiklerini söyledi.

Konu ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Akgönül, gerek İskilipli Atıf Hoca ve gerekse de Muhammed Esad Erbilli gibi topluma şekil veren ve dinamizmini sağlayan âlimlere karşı toplumun yapabileceği bir şeylerin olması gerektiğini belirterek, onların misyonunu ve görevini yerine getiren yeni alimlerin yetiştirilmesi noktasında topluma ciddi bir görev düştüğünü söyledi.

“Bize bıraktıkları emanetlere sahip çıkmamız, yollarını her şeye rağmen sürdürmemiz gerekir”

Akgönül, “Bu anlamda toplum, Kuran ve öğretilerinin doğrultusunda amel eden bir amil olarak Alimlerin peşinde gitmesi gerekir. Toplum eğer Alimi sahiplenirse, Alim, alimliğini yapabilir. Alim, eğer İslami bir harekette varsa, İslam için fedakarlık yapmışsa, İslam`ın bayraktarlığını yapmışsa, Alimdir. Bu anlamda, ilmiyle amel edip bu uğurda bedel ödeyen dönemin alimlerini, ki isimleri zikredilen ve davaları için canları ile bedel ödeyen alimler dahil olmak üzere özellikle bu bölge insanının yakından tanıdığı ve hürmet ettiği Şeyh Said gibi örneklerimiz var. Bize bıraktıkları emanetlere sahip çıkmamız ve yollarını her şeye rağmen sürdürmemiz gerekir.” ifadelerini kullandı.  

“Halk büyük bir sıkıntı, elem ve keder ile baş başa kaldı”

Cumhuriyetin kuruluş döneminde bu topraklar üzerinde yaşayan insanlara dayatılan ideoloji ve batılılaşma düşüncesinin bu halkın taşıyacağı bir yük olmadığını belirten Akgönül, özellikle Müslümanlara ve İslami dinamiklere bu dönem içerisinde çok büyük saldırıların yapıldığını söyledi.

Akgönül, “ Müslümanların değerlerini taşımayan, tamamen dış dünya menşeli bir sistem Müslümanlara dayatılarak itaat etmeleri istendi. Yaşatılan bu dayatmaların neticesinde halk büyük bir sıkıntı, elem ve keder ile baş başa kaldı. Bunun bir sonucu olarak, o dönem yaşayan İslam âlimlerinin bir duruş sergilemesi gerekiyordu ki bu duruş bir çok İslam aliminin hayatına mal olacaktı.” Şeklinde konuştu.

Âlimlerin peygamberlerin varisleri olduğunu ve dolayısıyla peygamberlerin mesajının toplumlara ulaştırılması için hiçbir şekilde taviz vermemesi gerektiğini söyleyen Akgönül, cumhuriyet döneminde bilinçli ve kasten bu misyonu dolduracak olan Âlimlerin hedef alındığını ve toplumla aralarındaki bağların bir şekilde kesilmesinin sağlandığını söyledi.

Akgönül sözlerini şöyle devam ettirdi:

“Çünkü sistem biliyordu ki eğer âlimler bu toplumu yönlendirirse toplumu istedikleri yöne kanalize edemeyecekti. Alimler hedef alınmasaydı, İslam`ı yok etmeyi kendileri için hedef haline getirenler, kendi küfürlerini, fısk, fucur, ve ahlaksızlıklarını bu toplum üzerinde uygulayamayacak, toplumun değerlerini yozlaştıramayacaktı. Tıpkı bir sürünün çobansız kalması misali gibi. Biz burada, bu büyük İslam alimlerinin katledilişlerinin ve Allah`a verdikleri ahidlerini yerine getirdikleri bu mübarek günün yıldönümünde geride kalan İslam alimlerine seslenerek şunu diyoruz:  Ey Peygamberin varisleri! Bu toplum size muhtaç.  Ne olur, sizlerde bu mübarek dinin misyonu gereği bu sorumluluğun gereğini yerine getirin ve toplumun dinden uzak gidişatına dur deyin!"

 “Alimlere özür borçluyuz”

İslam ümmetinin içine düştüğü halden kurtulması için çareler araması gerektiğini ve bunun yegane yolunun da bu ulvi davaya gönül veren ve İslam toplumunu bir araya toplayacak olan İslam alimlerinin yeniden ortaya çıkmasıyla olacağını belirten Akgönül,  “Yeniden bir çıkış, yeniden bir hamle ve yeniden bir rotaya ihtiyaç vardır. İslam`ın sesi, soluğu ve insanlığa ışık saçabilecek nitelikte Alimlere ihtiyaç vardır. Bu Alimlerin yetiştirmekte bu toplumun boynunun borcudur. Bu güne kadar da böylesi Alimleri sahiplenmediği için toplumumuzun da Alimlere bir özür borcu vardır.” İfadelerini kullandı.

“120 bin Müslümanın katledildi”

Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber oluşturulan despot anlayışın hakimiyetinin bir sonucu olarak islam alimlerinin hedef alındığını ve bu hedef almanın bir neticesi olarak İskilipli Atıf Hoca, Muhammed Esad Erbilli ve bu iki İslam alimi gibi yüzlerce alimin hedef alındığını belirten Erdemliler Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, o karanlık dönemlerde halka inancını unutturma ve inkar ettirme adına 120 bin Müslümanın katledildiğini söyledi.

Gökdemir, “İskilipli Atıf Hoca`nın batı taklitçiliği üzerine yazdığı bir kitabı bahane edilerek katledilmişti. Hatırlanacağı üzere Muhammed Esad Erbilli Hoca ise Menemen`de o dönemin karanlık zihniyetinin bir mizanseninin kurbanı olarak seçildi ve zindanda zehir ile katledildi. Burada Müslümanların şunu anlaması gerekir. Asıl hedef İslam`ın değerleri idi.” ifadelerini kullandı.  

Baharın Müjdecisi olan Kardelenler

Şubat ayının şehitler ayı olarak telakki ettiklerini ve bu şehitlerin Şubat ayında karı yararak baharın güzel yüzünü müjdeleyen Kardelen çiçekleri misali olduğunu söyleyen Gökdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu anlamda Rehber ve Önderlerin Şahadeti, gelecek neslin aydınlığı, hakkın edası ve hakikatin gerçekleşmesi için, baharın müjdecisi olan kardelen çiçeğinin kışın karın ortasında tebessüm etmesi gibidir.  Tarihte herkes ölür, yok olur ve unutulur. Ancak hak dava uğruna şehit olanlar unutulmadığı gibi geride bir destan bırakırlar.  Atıf Hoca, Muhammed Esad ve Şeyh Said bunlarda sadece bir kaçı. Şehitlerimize, Rehberlerimize ve Âlimlerimize sahip çıkmalıyız.”  ( Hamza Adiyaman / M. Sıddık Bilge – İLKHA)

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir